Oktay Vural’dan Londra’da ‘barış süreci’ eleştirisi
Milliyetçi Hareket Partisi TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir milletvekili Oktay Vural Londra’da verdiği konferanslarda Türkiye'deki barış sürecin sonunun nereye varacağının sorgulanmasını istedi.
Milliyetçi Hareket Partisi TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir
milletvekili Oktay Vural Londra’da verdiği konferanslarda
Türkiye'deki barış sürecin sonunun nereye varacağının
sorgulanmasını istedi.
Londra'da sivil toplum kuruluşları ve işadamları ile yemekli
toplantıda bir araya gelen Vural, MHP olarak sürecin yürütülüş
tarzını doğru bulmadıklarını dile getirdi. Vural, “Biz ne
olduğumuzu bilmeyen bir millet haline getiriliyoruz. Elbette
kimsenin kan dökmesini istemiyoruz. Hiçbir sorun o vatanın
askerine, polisine kurşun sıkmayı gerektiremez. ‘Çözüm ve barış
süreci’ diye ortaya konan bu süreçte, böyle bir meselenin siyasal
çözüm adı altında ortaya konacak adımlarının, Türkiye'yi çok
kültürlü, çok dilli bir ülke haline götüreceğini düşünüyoruz ve
(bunu) onaylamıyoruz." diye konuştu.
Oktay Vural, şöyle devam etti: "Biz çok kültürlü değiliz, kültürel
zenginliği olan bir ülkeyiz. İkisi çok farklı kavramlardır. Biz MHP
olarak çözüm ve barış süreci adı altında sürdürülen bu sürecin bizi
nereye götüreceğine dair endişelerimizi vatandaşlarımıza
anlatıyoruz. Sonucu ne, onu soruyorum. Bu süreç Türkiye’yi bir
uçuruma doğru götürüyor. Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan
Türkiye Cumhuriyeti çekilmiş, maalesef KCK yapılanması paralel
devlet olarak bütün unsurlarıyla o coğrafyada hakimiyetini
derinleştiriyor. İşin özü o."
DERSHANE VE KADROLAŞMA SORULARINA CEVAP
Oktay Vural, katılımcılar tarafından yöneltilen, dershanelerin
kapatılması ile ilgili soruya cevap verirken, dershanelerin
kapatılmasını "özel teşebbüse darbe" olarak tanımladı. Vural,
öncelikle eğitim sisteminde köklü iyileştirme yapılarak
dershanelere ihtiyacın ortadan kaldırılması gerektiğini
kaydetti.
Vural, "Hizmet Hareketi'ne yakın isimlerin devlet içerisinde
kadrolaşmasıyla" ilgili soruyu cevaplarken ise farklı topluluk ve
grupların toplumlar içerisinde bir araya gelmesinin doğal olduğunu
belirterek, “Devletin farklı mevkilerine, göreve getirilen
insanların taşıması gereken vasıflar belirlenmiş. Bu vasıflara
uygun herkes bu görevlere getirilebilir. Yanlış ve kayırmacı bir
kadrolaşma söz konusu ise bunun sorumlusu hükümettir. Ortada yanlış
olan bir durum var ise bunun muhatabı o kadroları o görevlere
getiren hükümetlerdir. Bu gibi iddialar bizi böler, parçalar,
hasımlaştırır. Birbirimizle kucaklaşmalıyız. Ben bu gibi iddialara
katılmıyorum” şeklinde konuştu. CİHAN
Yorumlar