Müslüman ve Hıristiyan kuruluşlar dünya barışı için el ele verdi

Dünya savaşlarının yıl dönümünde Irak ve Suriye’deki çatışmaları da dikkate alan Müslüman ve Protestan kuruluşlar dünya barışı için omuz omuza verdi. İslami çatı kuruluşu KRM ve Protestan Kilisesi (EKD), şiddet ve savaşa gerekçe için dinlerin istismar edilmesinin önüne geçmek, dinler ve mensuplarının barışa katkı yapması için diyaloğu somutlaştırıyor, ortak “Diyalog Kılavuzu” uygulamasını hayata geçiriyor.

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) ve Almanya Protestan Kilisesi (EKD), dünya savaşlarının yıl dönümü ve Ortadoğu’da çatışmaların artması karşısında dünya barışı için el ele verdi. KRM çatısı altındaki İslami kuruluşlar (DİTİB, VIKZ, Islamrat-IGMG ve ZMD) ile Protestan Kilisesi (EKD), dinin gücüyle barışa hizmet etmek için kolları sıvadı. KRM ve EKD çalışmalarının sonucunu KRM Sözcüsü Ali Kızılkaya ve EKD Konsey Başkanı Nikolaus Schneider düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna tanıttı.

DİTİB genel merkezindeki toplantıda cemaat önderleri, şiddet ve savaş için dinin istismar edilmesi ve İslam düşmanlığıyla ilgili kaygılarını dile getirdi, sonbahardan itibaren ortak bir “Diyalog Kılavuzu” (Dialogratgeber) uygulamasını hayata geçireceklerini açıkladı. Çalışmayı tanıtan KRM Dönem Sözcüsü Ali Kızılkaya, karşılıklı saygı ve kabule büyük katkısı olan diyaloğun günümüzde kalite bakımından üst seviyeye çıktığını söyledi. Aynı göz hizasında bir diyaloğun toplumsal hayatın normalleşmesi için önemli bir unsur olduğunu ifade eden Kızılkaya,"Bu diyalog tüm toplum için faydalı olacaktır." dedi.

Dini cemaatlerin toplumsal konulara birlikte katkıda bulunabileceğine dikkat çeken Kızılkaya, "Bunun için bir Diyalog Kılavuzu konusunu geliştirdik. Hem karşılıklı olarak hassasiyetlerimizi arttırmak, hem de uzlaşmazlık ve çatışma içeren konuları dışarıda bırakmamak istiyoruz." dedi. Görüşmelerindeki diğer önemli konunun 1. Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümü olduğunu bildiren KRM sözcüsü, dini cemaatlerin barışa katkıda bulunma ve mümkün olduğunca savaşların önüne geçmesinde atacağı en önemli adımının daha iyi ilişkiler kurarak topluma örnek olması olduğunu dile getirdi. Kızılkaya, "Sanıyorum bugün bunu pratiğe döktük." diye konuştu.

EKD Konsey Başkanı Schneider ise Müslümanların kendi inanç ve kültürleriyle tüm insanların adalet ve barış içinde bir arada yaşamasına katkı yapmak istediğini söyledi. Schneider, “Bu anlayışla birlikte neler yapabileceğimize bakıyoruz. Diyalog Kılavuzu gibi projeler dinlerin karşılıklı anlayış ile barışa katkı yapabileceğinin göstergesidir” şeklinde konuştu. Farklı dinlerden insanların bir araya gelerek konuşabilmesinin dinlerin savaş ve şiddeti meşrulaştırmaya karşı ortak duruşu anlamına geldiğini ifade eden Schneider, "Birilerinin diğerlerini öldürmeye hakkı olduğundan dem vurması iki tarafı da kızdırıyor ve birlikte karşı çıkıyoruz." dedi.

Dünyada eskiden olduğu gibi şimdide çok fazla şiddet ve savaşın olduğunu dile getiren konsey başkanı şöyle konuştu: "Irak ve Suriye’de acımasız bir savaş sürüyor. Ve bizler burada görüşme ve diplomasi araçlarına geri dönülmesi çağrısında bulunuyoruz. Almanya gibi zengin bir ülkeye insani yardım konularında daha çok görev düşüyor. Köln-Ehrenfeld’de NSU bombalı saldırı yapmıştı. Böylesi yerleri onlara bırakmamak çok önemli." Schneider, Diyalog Kılavuzu’nun diyaloğun temelleri, zorluklar, okullar-hastaneler gibi kurumlardaki konularla alakalı çalışmalar yürüteceğini kaydetti.

Piskopos Petra Boss-Huber ise dinlerin gücünü kullanarak toplumsal birliktelik ve dünya barışını ilerletmek için buluştuklarını kaydetti. Huber, "Toplum dini kısmen de olsa tehlikeli güç olarak görüyor. Burada Hıristiyan ve Müslümanlar dinin bunun tam tersi olduğunu gösteriyor. Bu hazineyi toplum için kullanılır hale getirmek istiyoruz. Bunu Diyalog Kılavuzu gibi projelerle sürekli daha somutlaştıracak olmamız beni mutlu ediyor." ifadelerini kullandı. CİHAN