Martin Schulz: Yüksek seçim katılımıyla Türkiye düşmanlarını engelleyelim

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB Komisyonu Başkanlığı için mücadele eden AP Sosyal Demokrat Grubu Başkanı Martin Schulz, Almanyalı Türkleri Neonazi tehlikesine karşı uyarak ‘seçime katılın’ çağrısında bulundu. Schulz, “Federal...

Google Haberlere Abone ol
Martin Schulz: Yüksek seçim katılımıyla Türkiye düşmanlarını engelleyelim

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB Komisyonu Başkanlığı için mücadele eden AP Sosyal Demokrat Grubu Başkanı Martin Schulz, Almanyalı Türkleri Neonazi tehlikesine karşı uyarak ‘seçime katılın’ çağrısında bulundu. Schulz, “Federal Anayasa Mahkemesi AP seçimleri için seçim barajını kaldırdı. Neonazileri engellemek için demokratik güçlerin AP seçimlerinde yüksek katılım sergilemeleri önemli. Bu kişilerin aynı zamanda Türk düşmanları olduğunu da biliyoruz. Türklerin AP seçimlerinde yer almaları oldukça önemli.” dedi.

Başkent Berlin’deki Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Merkezi’nde gazetecilerle bir araya gelen Martin Schulz, 25 Mayıs’ta düzenlenecek AP seçimleri ile Türkiye konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Almanya’da yaşayan Türk seçmenlere “aşırı sağcı ırkçı ve Türk düşmanlarını engellemek için seçime gidin” çağrısında bulunan Schulz, “Federal Anayasa Mahkemesi AP seçimleri için seçim barajını kaldırdı. Neonazileri engellemek için demokratik güçlerin AP seçimlerinde yüksek katılım sergilemeleri önemli. Bu kişilerin aynı zamanda Türk düşmanları olduğunu da biliyoruz. Türklerin AP seçimlerinde yer almaları oldukça önemli. Tüm demokratların görevi bu Neonazileri engellemektir. Seçime sahip çıkın.” ifadesini kullandı. Schulz ayrıca, “Seçim barajının kalkmasıyla Naziler İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden 70 yıl sonra AP’de Adolf Hitler’in ideolojisini temsil edebilirler. Bu kişilerin Almanya’nın adını AP çatısı altında kirletmelerine izin veremeyiz.” dedi.

Avrupa Sosyal Demokratlar Grubu Başkanı Martin Schulz, “20 yılı aşkındır Türkiye’yi AB üyeliği için destekleyen bir siyasetçi oldum. Hedefim, AB’yi daha demokratik hale getirmek ve Brüksel’in kimin tarafından yönetileceğini seçmenin belirlemesini sağlamak. AP seçimlerinde bu kez ilk defa seçmen AB Komisyonu başkanını doğrudan seçecek. Kapalı kapılar ardından politika yapılmasına ve personel atamalarına karşıyım. Eminim Almanyalı Türk seçmenler de benim şahsımda hoşgörünün, saygınının, uyumun ve sosyal adaletin avukatını görecekler. Komisyon başkanlığına adayım. Türk seçmenden de destek bekliyorum.” dedi. Schulz ayrıca, Türk ailelerin hassas olduğu çocuk istismarı ile mücadele de etkin rol oynayacağını, 90’lı yılların sonunda bu konuda AP raportörü olarak görev aldığını da hatırlattı.

BAŞBAKAN ERDOĞAN’A SERT ELEŞTİRİLER

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ayrıştırıcı söylemleri ile eleştiriler karşısındaki tavırlarını anlamakta zorluk çektiğini ve hayretler içinde kaldığını vurgulayan Schulz, “Özellikle hukuk devleti prensibi, düşünce özgürlüğü ve çoğulculukla ilgili alanlarda karşılıklı olarak büyük sorunlar yaşıyoruz.” dedi. Erdoğan’ın eleştirilere verdiği karşılıklar ve sosyal medyada uyguladığı yasakların modern devlet standartlarıyla bağdaşmadığını söyleyen Schulz şöyle devam etti: “Bu yüzden diyebilirim ki, Türkiye’yle AB sürecinde yeni bir fasıl açmak çok çok zor. Bunun olması için sadece Ankara’da çoğunluğa ihtiyacınız yok, Brüksel’de de var.”

Erdoğan’ın Twitter, Facebook konularındaki davranışlarını değiştirmeye büyük bir ilgi gösterdiği izlenimine sahip olmadığını anlatan Schulz, mevcut şartlarda Brüksel’in ifade özgürlüğü faslını açmasının söz konusu olmadığının altını çizdi. AB’nin sivil karakterinin kabul edilerek toplumda hayata geçirilmesinin şart olduğunu belirten Schulz şunları da ekledi: “Erdoğan’ın kendisini eleştiren muhalefete -ki sadece parlamentodaki muhalefeti kastetmiyorum- sergilediği tavır karşısında hayretler içinde kalıyorum. Bunu kendisine Brüksel’de de söyledim. ‘Eleştiriler karşısındaki tutumunuzu ve verdiğiniz karşılıkları anlamakta zorlanıyorum ve emin olun ki, şu anda sergilediğiniz imaj şudur: Karşınızda süper bir gücü elinde bulunduran bir insan var ve bu kişiye eleştiri geliyor ve bu kişi şimdi tam da yapmaması gerekeni yapıyor. Bu tutum birçok kişide ‘acaba gidilen yol sivil bir yol mu’ kaygısını uyandırıyor’.”

VERGİ KAÇAKÇILIĞI İLE MÜCADELE VURGUSU

Martin Schulz, Avrupa Birliği’nin (AB) temel sorunlarının “gençler arasındaki işsizlik, orta ölçekli işletmelere krediler verilmemesi, vergi kaçırma ve Avrupa Birliği’nin bilgisayar ortamında kendi dijital altyapısını oluşturamaması” olduğunu söyledi. AB üyesi ülkelerde vergi ökaçırmadan kaynaklanan kaybın tahminen 1 trilyon Euro olduğunun altını çizen Schulz, “Vergi kaçakçılığı ile mücadele üzerinde durulması gereken ana meselelerin başında yer almaktadır. Maalesef bu paralar kamu kurumlarına aktarılmamaktadır. Kayıp paralarla örneğin okullar, yaşlı bakım evleri, yollar yapılabilirdi. Dahası Avrupa için acilen gereksinim duyduğumuz İnternet dijital altyapının oluşturulması için de kullanılabilirdi. Avrupa’nın bu alanda kendi piyasasını oluşturması şarttır. Dijital alanı tamamen tek başına elinde tutan ABD’li şirketle rekabet için bunun mümkün olması zaruri.” dedi. CİHAN

Yorumlar