KKTC’de camilere 3 saatlik ibadet kısıtlaması

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Vakıflar Yönetim Kurulu tarafından yayınlanan genelge ile bundan böyle camilerde 3 saatten fazla elektrik kullanılamayacak. Camilerde 3 saatten fazla elektrik kullanan görevli olursa ücreti maaşından...

Google Haberlere Abone ol
KKTC’de camilere 3 saatlik ibadet kısıtlaması

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Vakıflar Yönetim Kurulu tarafından yayınlanan genelge ile bundan böyle camilerde 3 saatten fazla elektrik kullanılamayacak. Camilerde 3 saatten fazla elektrik kullanan görevli olursa ücreti maaşından kesilecek. KKTC Din Görevlileri Sendikası Başkanı Süleyman Çakır, şu anda sadece camilere getirilen bu kısıtlamanın bir zulüm olduğunu söyledi.

KKTC’de borçları sebebiyle sürekli elektriği kesilen camilerde, aynı sıkıntıların yaşanmaması için Vakıflar İdaresi tarafından tasarrufa gidilmesi kararlaştırıldı. Vakıflar Yönetim Kurulu tarafından Mayıs ayında alınan karar göre, camilerde 3 saatten fazla elektrik kullanılması yasaklanacak.

"Camilerin elektrik borçları ve elektrik kullanımları" adı altında KKTC Din İşleri Başkanlığı’na gönderilen kararda, "Dinimizin öngördüğü ibadet süresi toplam 1 saat 30 dakikadır. İdaremiz namaz öncesi ve namaz sonrası süreyi de göz önüne alarak kullanım süresini 3 saate çıkarmıştır. Bu durumda günlük 3 saatlik tüketim üzerinde yapılacak harcamalardan cami görevlisi sorumlu olacaktır. Vakıflar İdaresi bu hususlara riayet edilip edilmediğini, görevlendireceği müfettişler tarafından denetleyecektir." ifadesi yer aldı.

Konu ile ilgili olarak Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklama yapan KKTC Din Görevlileri Sendikası Başkanı Süleyman Çakır, alınan kararın kabul edilemez olduğunu söyledi. Kendilerinin de diğer memurlar gibi kamu görevi yaptıklarını ifade eden Çakır, "Bizim yapmış olduklarımız da devlet, millet içindir. Bu kesinlikle kabul edilebilecek bir uygulama değildir. Biz bunu Din Görevlileri Sendikası olarak kabul etmiyoruz. Camilerin elektriği kesilerek yapılan bu uygulamalar bize bir zulümdür." diye konuştu.

"DİN İŞLERİ BAŞKANLIĞI KISITLAMALARDA HEP İLKLERİ YAŞIYOR"

Din İşleri Başkanlığı’nın bu kısıtlamalarda hep ilkleri yaşadığını savunan Çakır, "Ne zaman devletin yapacağı bir iş varsa ilk önce Din İşleri Başkanlığı’ndan başlanıyor. Bir camide 6-7 saat elektriğin kullanılması gerekiyor. Bugün modern çağda yaşadığını iddia eden insanlar bu sıcakta evinden kalkar kliması olmayan bir camide ibadet eder mi?" diye sordu.

Tasarrufların genelde Din İşleri Başkanlığı’ndan başladığını anlamakta güçlük çektiğini aktaran Çakır, kamu alanlarında sabah akşam saatlerinde klimaların çalıştığını, hemen hemen tüm memurların odalarında birer klima olmasına karşın böyle bir uygulamayı camilere getirmenin doğru olmadığını ifade etti.

"MİNAREYİ IŞIKLANDIRMAYIN DİYORLAR"

İsrafı kesinlikle kabul etmeyen görevliler olduklarını belirten Çakır, "Zaten biz kendi içimizde tasarruf ediyoruz. Lamba yanması gerekiyorsa yanacak. Gerekiyorsa klima da çalışacak. Minareyi neden ışıklandırdın diyorlar. Neden minare ışıklanmasın. Dünyanın her yerindeki minareler sembolse, onların da ışıklanması gayet normaldir. Uyulması gereken birşeydir. Tasarruf yapılmasına evet ama baskıyla bunun Din işleri Başkanlığı’ndan başlanması kesinlikle kabul edilebilir değildir." şeklinde konuştu.

DİN İŞLERİ ARAÇLARI RESMİ ARAÇ KONUMUNDA YER ALMIYOR

Her konuda üvey evlat muamelesi gördüklerini iddia eden Süleyman Çakır, çifte standartla muhatap olan bir daire olduklarını ifade etti.

Türkiye'den yardımla getirilen araçlardan bile gümrük alındığını iddia eden Çakır, resmi hizmet için kullanılan bu araçların resmi araç olarak görülmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Bu kadar resmi aracın olduğu ülkede Din İşleri Başkanlığı’nın resmi 2-3 aracı kimin gözüne batıyor." diye soran Çakır şöyle devam etti: "Bugün bu araçlara normal insanların ödediği ruhsat ücreti ödenmektedir. Bu zulmün çok basit bir göstergesidir. Araçta zulüm, elektrikte zulüm… Bir teşkilat yasasının çıkarılmaması gibi konular bizlere yapılan zulümdür." CİHAN

Yorumlar