İsviçre aile içi şiddete karşı mücadeleye başlıyor

İsviçre aile içi şiddetin önüne geçemiyor. 2013 yılında aile içi şiddet sonucunda mahkemeye intikal eden 16 bin 496 cürüm kayda geçti. Maddi refahıyla ve huzurlu yaşantısıyla tanınan ülkede aynı yıl 24 kişi aile içi şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti. İsviçreli milletvekili Yvonne Feri şiddete maruz kalan bireylerin sayısını azaltmak için hükümete soru önergesi sundu. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan önergede aile içi şiddetin önüne geçilebilmesi için hangi tedbirlerin alınması gerektiği soruldu.

İsviçrelilerin eğitim seviyesi ve kişi başı gelir seviyesi yüksek olmasına rağmen aile içi şiddetin önüne geçilemiyor. Devlet şiddeti durdurmak için çok sayıda tedbir alsa da yargıya intikal eden cürümlerin sayısı azalmıyor. Federal İstatistik kurumun (BFS) verilerine göre 2012 yılında 22 kişi hayatını kaybederken bu sayı geçtiğimiz yıl 24’e yükseldi. Aile içi şiddet sonucunda can veren bireylerin 19’u kadın.

Sosyal Demokrasi Partili (SP) Feri aile içi şiddet konusunu siyaset arenasına taşıdı. Hükümete konuyla ilgili soru önergesi veren Yvonne Feri, aile içi şiddet suçundan hüküm giymiş kişilerin sonraki ilişkilerinde de şiddete meyilli olduğunu söyledi. 48 yaşındaki milletvekili 8 milyon nüfuslu ülkede ortalama her iki haftada bir kişinin aile içi şiddet sonucunda ölmesini ‘kabul edilemez’ olarak tarif etti. Hükümetin bu tür suçlularla ilgili politikasını soran milletvekili kanuni yaptırımların arttırılmasını talep etti.

ŞİDDET ORTAMINDA BÜYÜYENLER ŞİDDET UYGULAMAYA MEYYAL

Cihan Haber Ajansı'na konuşan Yvonne Feri, “Her ne kadar üzücü de olsa vakaların bir kısmının faili yabancıların olduğu bir gerçek. Özellikle savaşların devam ettiği ülkelerden gelen göçmenlerin şiddete meyilli olduğunu görüyoruz. Şiddet ortamında büyüyen insanların şiddet uygulama eşiği de daha düşük oluyor.” ifadelerini kullandı.

Aile içi şiddete maruz kalan kadınların büyük kısmının bunu dışa yansıtmadığını aktaran Feri, “Kadınların acıya dayanabilme eşiği çok yüksek. Koruma evine sığınmadan önce uzun süre sabrediyorlar. Ayrıca kadınların ekonomik anlamda kocasına bağımlı olma handikabı da olabiliyor. Bazı göçmen kadınlar ise oturum izninin iptal edilme korkusundan şiddeti sineye çektiğini gördük.” diye konuştu. CİHAN