"Hükümet medyası, 25 yıllık Müslüman eşimi Hristiyan olarak gösterdi"

Türkiye’de bazı medya organlarının Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi'ne yönelik iftiraları bitmek bilmiyor.

Google Haberlere Abone ol
"Hükümet medyası, 25 yıllık Müslüman eşimi Hristiyan olarak gösterdi"

Türkiye’de bazı medya organlarının Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi'ne yönelik iftiraları bitmek bilmiyor. Son olarak ABD'de Hizmet Hareketi'ne yakınlığıyla bilinen 4 Türk vatandaşı hakkında ortaya atılan iddialar da yalan çıktı. Söz konusu yalanların Türkiye düşmanı lobilere hizmet etmesi de tepki çekiyor.

A Haber televizyonu ve Takvim Gazetesi önceki gün Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Kemal Özgür ve eşi Leyla Lynne Özgür'ün Hıristiyan olduğunu ve farklı zamanlarda görevli olarak Filipinler’e gittiğini ileri sürdü. İddiaları kesin bir dille yalanlayan Kemal Özgür, eşinin 1989’dan bu yana Müslüman olduğunu, 2007 yılında Umre'ye, 2012’de ise hacca gittiğini açıkladı. Haberde kullanılan fotoğrafın dahi kendisine ait olmadığını söyleyen Leyla Lynne Özgür ise "Bu yapılan gazetecilik değil" dedi. 25 yıldır Müslüman olduğunu ve başını örttüğünü ifade eden Özgür, “Hala Hristiyan olduğum yolundaki iftiralar beni çok üzdü. İnsanların bunu neden yaptığını anlamış değilim. Sadece internete bakarak bile bir insanın geçmişi hakkında bilgi alınabilir. Haberde Hristiyan olduğum ve Filipinler’e gittiğim söylendi. Bunların hepsi yalan.” diye konuştu. Ayrıca, gazete haberinde kullanılan kadın fotoğraflarının ise söz konusu şahıslarla bir ilgisi olmadığı, internetten rastgele seçildiği ifade edildi.

EŞİM, MÜSLÜMAN OLDUKTAN SONRA HİÇBİR NAMAZINI KAÇIRMADI

Kemal Özgür ise eşinin kendi iradesiyle 25 yıl önce Müslüman olduğunu ve dinini çok hassas bir şekilde yaşadığını söyledi. Eşinin "Cizvit Yenge" olarak suçlamasının kendilerini derinden yaraladığını belirten Özgür, “Masa başında yapılan yalan ve iftira haberler birçok insanı dinden soğutuyor. Eşimin, Müslüman olduktan sonra hiç namazını kaçırdığını görmedim. İnanın hanımım ve çocuklarım İslamiyet’ten soğuyacak diye korkuyorum.” dedi. Kemal Özgür, “Çok üzülüyorum, bir sürü insanın Allah’a koşmasını ve Allah’ı bulmasını attıkları iftiralarla önlüyorlar. Yaptıklarının farkında değiller, ne Allah korkusu ne ahiret korkusu ne de cehennem korkusu var. Hocaefendi'ye ve bize atılan iftiralar gerçekten hepimizi üzüyor. Biz metiniz, yaptığımız tek şey Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmaktır.” diye konuştu.

“CUMHURİYET ŞERİAT KAMPI DİYORDU, BUNLAR CİZVİT KAMPI”

Kemal Özgür, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ikamet ettiği mekânın yıllar önce çocukların Türk kültürü ve İslamiyet'i öğrenmesi için alınan bir kamp yeri olduğunu ve daha sonra vakfa dönüştürüldüğünü anlattı. “Bu mekân satın alındığında Cumhuriyet Gazetesi ‘ABD'de Şeriat Kampı’ diye manşet atmıştı. Şimdi bunlar ‘Cizvit Kampı’ olarak haber yapıyor. Değişen hiçbir şey yok." diyen Özgür, şunları söyledi: "Eşim, 1998 yılında, 28 Şubat döneminde Hocaefendi'ye karşı yapılan suçlamalarla ilgili 'İftiranın Değişmeyen Mantığı' isimli bir kitap yazmıştı. Yıl 2014, aynı iftiralar, aynı mantıksızlık, aynı suçlamalar.” şeklinde tepki gösterdi.

BİR BAŞKA YALAN: SALİH DİNÇER HIRİSTİYAN OLMUŞ!

Aynı haberdeki bir diğer yalan ise 40 yıldan bu yana ABD’de yaşayan Salih Dinçer isimli vatandaşın, bir Hristiyanla evli olduğu ve Amerikan vatandaşı olduktan sonra ismini değiştirdiği iddiası. Dinçer’in 2005’te Amerikalı eşinden ayrıldığı ve resmi olarak hiçbir zaman isim değiştirmediği ortaya çıktı. Dinçer, fiber optik alanında çalışmalar yaptığı iddialarına ise "Sadece görev yaptığım okullarda bu alanda biraz çalışmıştım. Okul dışında herhangi bir çalışmam olmadı.” diye cevap verdi.

1997 yılında Hizmet Hareketi'yle tanıştığını, o dönemde çocuklarının ahlaki, kültürel gelişiminin kendisini endişelendirdiğini belirten Dinçer, Hizmet'in çocuklarına terbiye ve saygıyı öğretmesinin kendisini fazlasıyla memnun ettiğini kaydetti.

AYNI HABERDE ÜÇÜNCÜ YALAN

Haberde İnternete sızan bazı ses kayıtlarını montajladığı iddia edilen Sezai Sablak ise kendisinin doktora eğitimli bir bilgisayar mühendisi olduğunu ve uzmanlık alanının montajla hiçbir ilgisinin olmadığını ifade etti.

14 yıldır özel bir Amerikan şirketinde çalıştığını ve ses uzmanı olmadığını kaydeden Sablak, montaj ve dinleme yapmak için bu kadar eğitime gerek olmadığına dikkat çekti. Sablak “Bunlar benim uzmanlık alanım değil. Benim alanım yapay zekâ ve robotlar. Dinlemelerle hiçbir ilgim bulunmamaktadır.” diye konuştu.

“TÜRKİYE DÜŞMANI LOBİLERİN YAPTIĞINI YAPIYORLAR"

Takvim gazetesinin "saltanat vaizi" başlıklı haberinde 100'den fazla Türk okulunun kurucusu olarak lanse edilerek, özel bir jet sahibi olduğu iddia edilen Sait Önal ise haberin baştan sona iftira olduğunu söyledi. 18 yıldır çok uluslu bir şirkette yönetici olarak çalıştığını aktaran Önal, “En başarılı üst yöneticilerin ödüllendirildiği bir genel müdürlük toplantısına, yine çalıştığım şirkete ait özel bir uçakla seyahat etmek için davet edildim. Söz konusu fotoğrafı da kendi Facebook sayfama koydum. İyi niyetli ve düzgün karakterli her insanın, işimin ehli olduğumdan başka hiçbir sonuca ulaşamayacağı bu görüntünün Hocaefendi'nin yakınındaki insanların lüks bir hayat yaşadığı gibi bir izlenim oluşturmak için kullanılmasını esefle karşılıyorum.” diye konuştu. Önal, Hocaefendi’nin akrabalarıyla iş ortağı olduğu iddialarının hiçbir dayanağı olmadığını ve tamamen hayal mahsulü olduğunu söyledi.

ABD’de yaşayan Türk müteşebbislerin zaman zaman eğitim, kültür ve ekonomi alanında bir girişimde bulunduğunda Türkiye düşmanı lobilerin aleyhlerinde bir çalışma başlattığına dikkat çeken Önal, “Türkiye düşmanı lobiler, yaptığımız teşebbüsleri başarısızlığa uğratmak için daima elinden geleni yapıyor. Ömer Özbay’ın dile getirdiği iddiaların hepsi yıllardır aynı şekilde, her teşebbüste karşımıza çıkan Türkiye düşmanı lobilerin iddialarıyla örtüşmektedir.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar