CPJ, Türk hükümetinden muhalif gazetecilere karşı baskıya son vermesini istedi

New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek özgür basın üzerinde son zamanlarda artan baskıdan duyulan kaygıları dile getirildi.

Google Haberlere Abone ol
CPJ, Türk hükümetinden muhalif gazetecilere karşı baskıya son vermesini istedi

New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek özgür basın üzerinde son zamanlarda artan baskıdan duyulan kaygıları dile getirildi. CPJ, Zaman, Today’s Zaman ve Kanaltürk televizyonun içinde bulunduğu bazı medya organlarına yönelik artan baskıları da kınadı.

Mektupta, bölgesinde “özgürlük, demokrasi ve hoşgörü" örneği olarak gösterilen Türkiye’nin artık tam demokrasi yolunda prensip edindiği değerlerden “uzaklaşmasından dolayı eleştirildiği” ifadelerine yer verildi.

CPJ Başkanı Joel Simon imzalı mektupta, Türkiye’de basının zaten ağır bir baskı altında olduğu vurgulanırken, internetin bilgi paylaşımında hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekildi. Hükümet yetkililerinin “internet'e düşen ses kayıtlarından dolayı” rahatsız olduğu belirtilen yazıda, mesleği gereği yolsuzluk ve bilgi sızdırılması gibi konuları araştırıp açığa çıkaran medya kuruluşu ve gazetecilerin "peşine düşmenin" “demokrasi ve ulusal güvenliğe hizmet ettiği”nin söylenemeyeceği ifade edildi. Buna rağmen geçen haftalarda, “Twitter ve YouTube’un yasaklanması” ve “internete sınırlandırma getiren yasanın onaylanması” eleştirildi.

Mektupta, sadece sosyal medyanın saldırı altında olmadığını, son zamanlarda "düşman olarak görülen" yazılı basın üzerinde de baskının artırıldığı belirtildi. Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış’a “küçük düşürücü” tweetler attıkları gerekçesiyle; yine Emre Uslu ile Taraf Gazetesi eski yazarlarından gazeteci Önder Aytaç için “ulusal güvenliği tehdit eden” tweetleri sebebiyle dava açıldığına dikkat çekilti. Bağımsız medya üzerinde uygulanan baskılara örnek olarak ayrıca Kanaltürk televizyonunun lisansının askıya alınması gösterildi.

CPJ, gazetecilerin hapse atılması, protestoları takip eden basına karşı şiddet uygulanması ve önemli yayın kuruluşlarındaki gazetecilerin görevden alınmalarını, “Türk demokrasisi için bir gerileme” ve AKP’nin 2002 yılından bu zamana kadar sürdürdüğü reform süreci için ise bir “terse dönüş” olarak değerlendirdi. Yazının devamında Türkiye’nin uluslararası endişeleri haklı çıkaracak , “itibarını, siyasi arzusu, ekonomik çıkarlarını ve uluslararası ortaklıklarını” baltalayan “otoriter bir yola” girdiği ifadelerine yer verildi.

Avrupa Konseyi kurucu üye ülkelerinden olan Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kriterlerine göre son dönemde almış olduğu kararları ihlal ettiğine dikkat çekilen mektupta, yine Ankara’nın AB üyelik sürecine rağmen hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları ilkelerine ters düştüğü vurgulandı. Türk yetkililer ile çok sayıda toplantı ve yazışmalarla hükümetin uluslararası basın özgürlüğü standartlarına saygı duyacağına dair aldıkları sözleri hatırlatan CPJ, "Ancak Türk basınına karşı ihlaller son aylarda hızlandı ve Türkiye'de medyaya yönelik baskılar artarak devam etti." ifadelerini kullandı.

Serbest bilgi akışını engellemeye yönelik kanunların geri çekilmesini ve gazetecilerin gözaltına alınarak haklarında davaların açılmasına son verilmesini isteyen CPJ, muhalif gazetelere yönelik kararların ise yargıya uygun alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Türk hükümeti, “parmaklıklar ardında tutulan gazeteciler, serbest bırakmalı” ve “Hrant Dink davasında olduğu gibi gazeteci katillerini bulup içeri atmalı.’’ denildi.

CPJ, bölgesel lider olmak isteyen Türkiye’nin muhalif unsurları sansür ve hoşgörüsüzlükle bastırma yoluyla bu amacına ulaşamayacağı konusunda uyararak, “Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde tarihi demokrasi ve hoşgörü modeli olabilme fırsatını kaçırmayın.” dedi.

Gazetecileri Koruma Komitesi ayrıca Türkiye’nin hedefine aykırı davranmaması ve ileri demokrasi yolundaki yürüyüşüne devam etmesi çağrısında bulundu.




CİHAN

Yorumlar