“Bu eşitsizliğin haklı bir sebebi olamaz”

Yeni Alman Vatandaşlık Yasa Tasarısı’nı inceleyen Potsdam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Andreas Zimmermann tasarının Federal Anayasa ile Avrupa Birliği Hukuku’na aykırı olduğunu söyledi. Eşitlik ilkesinin zedelendiğini belirten...

Google Haberlere Abone ol
“Bu eşitsizliğin haklı bir sebebi olamaz”

Yeni Alman Vatandaşlık Yasa Tasarısı’nı inceleyen Potsdam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Andreas Zimmermann tasarının Federal Anayasa ile Avrupa Birliği Hukuku’na aykırı olduğunu söyledi. Eşitlik ilkesinin zedelendiğini belirten ve "Yasalar ya herkese uygulanır ya da kimseye uygulanmaz" diyen Prof. Dr. Zimmermann, "Yasa koyucunun şartları belli ülke vatandaşlarından muaf tutması kabul edilemez. Bu tasarı yasalaşırsa hiç Almanya'da yaşamayanlar ve Almanca bilmeyenler çifte vatandaş olabilecek." dedi.

CDU/CSU ile SPD’den oluşan koalisyon hükümetinin hazırladığı yeni yasa tasarısı Pazartesi Federal Parlamento İçişleri Komisyonu’nda görüşülecek. Bu görüşmeden önce Almanya Türk Toplumu (TGD) ile "Fairİnternationale.V." adlı ırkçılıkla mücadele derneğinin talebi üzerine Vatandaşlık Yasa Tasarısı hukuksal açıdan mercek altına alındı ve bir bilirkişi raporu hazırlandı.

Potsdam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Andreas Zimmermann tarafından mercek altına alınan tasarı Federal Anayasa Hukuku ve AB Hukuku bağlamında ortaya çıkabilecek sorunlara dair kıyaslamalı olarak incelendi. Sonuçlar önce Köln’de Fair İnternational daha sonra da Berlin’de TGD tarafından düzenlenen birer basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Prof. Dr. Andreas Zimmermann Berlin’de düzenlenen toplantıda konuşmasına "Hazırlanan yasa tasarısında üç adım ileri, iki adım geri atılıyor" diyerek başladı.

"Üç adım ileri" değerlendirmesiyle AB üyesi olmayan İsviçre vatandaşlarının çocukları ile Almanya’da yıllardır ikamet eden göçmenlerin Almanya’da doğan çocuklarına belli koşullarda çifte vatandaş olma hakkının tanınmasını kasteden Prof. Dr. Zimmermann "İki adım geri" nitelemesiyle de Almanya’da doğan göçmen çocuklar için öngörülen yeni düzenlemenin içerdiği sorunları kastettiğini belirtti ve bu bağlamda tasarının hem Federal Anayasa hem de AB Hukuku’yla çeliştiğine dikkat çekerek eşitlik ilkesinin zedelendiğini vurguladı. Zimmermann, "Bu eşitsizliğin haklı bir sebebi olamaz." yorumu yaptı.

Prof. Dr. Zimmermann tasarıya göre Alman vatandaşlığını doğumla elde eden gençlerin 23 yaşına gelince iki vatandaşlık arasında tercih yapmak zorunda bırakıldıklarını ancak anne babasından biri Alman vatandaşlığına geçmiş olan göçmen çocukların böyle bir tercih zorunluluğundan muaf tutulduklarını, bunun da eşitlik ilkesi açısından sorun yarattığını söyledi. AB vatandaşları ile İsviçre vatandaşlarının çocukları doğumla ömür boyu çifte vatandaş olma hakkına kavuşup Opsiyon Modeli’nin dışında tutulurken, yine AB ülkesi olmayan Lichtenstein ve Norveçlilerin çocuklarının opsiyon uygulamasına tabi tutulduğuna dikkat çeken ve bunu "anlaşılmaz bir durum" olarak değerlendiren Zimmermann tasarının AB'nin serbest dolaşım yasasına aykırı olduğunu da anlattı ve doğumla Alman vatandaşı olan bir çocuğun 8 yaşına gelmeden önce bir başka AB ülkesine gitmesi durumunda opsiyon uygulamasına tabi tutulacağını belirtti.

DAVA AÇANLARA MADDİ VE HUKUKİ DESTEK VERİLECEK

Öte yandan TGD Eş Genel Başkanı Safter Çınar, tasarının yasallaşması durumunda mağdurların açacağı davalarda hem maddi hem de hukuksal destek vereceklerini açıkladı. Tasarının yasallaşması halinde pratikte tuhaf uygulamaların ortaya çıkacağına işaret eden Çınar, "Bu yasanın ne başı ne sonu tutmuyor. Bunun arkasında belirli bir politik ideoloji yatıyor. İnsanlarımız da böyle algılıyor. Bu yasa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çifte vatandaşlığını önlemek için düşünülmüş gibi." dedi. Eşbaşkan Çınar ayrıca tüm koşulların kaldırılıp herkese çifte vatandaşlık hakkı tanınmasını da bir kez daha talep etti.

YÜRÜRLÜKTEKİ YASADA SEÇME ZORUNLULUĞU VAR

Bilindiği gibi 2000 yılında yürürlüğe giren Opsiyon Modeli’ne göre annesi ya da babası 8 yıl Almanya’da kesintisiz olarak ikamet eden ve süresiz oturma iznine sahip olan çocuklar doğumla birlikte hem Türk hem de Alman vatandaşı oluyor. Ne varki doğumla kazanılan çifte vatandaşlık durumu ömür boyu sürmüyor, çocuk 18 ile 22 yaşları arasında iki vatandaşlıktan birini seçmeye zorlanıyor. 23 yaşında ise seçimini resmi daireye bildirmekle yükümlü tutuluyor. Yasa koyucunun öngördüğü şekilde vatandaşlıklar arasında seçim yapma zorunluluğunun bulunduğu gence resmi makamlar tarafından yazılı olarak hatırlatılıyor.

Eğer genç bir seçim yapmazsa Alman vatandaşlığını otomatikman kaybediyor ve yasalar önünde Türk vatandaşı olarak muamele görmeye başlıyor. Örneğin, o zamana kadar Yabancılar Dairesi’nin yolunu bilmeyen genç Alman vatandaşlığını kaybedip sadece Türk vatandaşı statüsüne geçince, oturma izni almak için Yabancılar Dairesi’ne gitmek zorunda kalıyor. Genç kararını Alman vatandaşı olmaktan yana verdiyse eğer o zaman da Türk vatandaşlığından çıktığını belgemek durumunda oluyor.

YENİ TASARIDA SEÇME ZORUNLULUĞU YOK ANCAK…

Hükümet ortakları CDU/CSU ile SPD tarafından hazırlanan yeni Opsiyon Modeli Yasa Tasarısı belli koşulları yerine getiren göçmen (Türk) gençlere çifte vatandaşlık hakkını getiriyor. Bu haktan yararlanabilmek için göçmen gençlerin ya 8 yıl Almanya’da yaşamış olmaları ya 6 yıl okula gitmiş bulunmaları ya da bir okul veya bir meslek diplomasına sahip olmaları gerekiyor. Bu koşulları yerine getirenler ömürleri boyunca hem Türk hem Alman vatandaşı olarak kalma hakkını elde ediyorlar, kısacası çifte vatandaş oluyorlar ancak yeni tasarı uygulamada bir dizi sorunu ve haksızlığı beraberinde getiriyor. CİHAN

Yorumlar