"Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye, Kongo ve Irak’ın da altında"

“Türkiye’de fikir ve basın özgürlüğü” başlıklı bir panelde konuşan gazeteci Bülent Mumay, Türkiye’nin fikir ve basın hürriyetinde neden gerilediğini anlattı.Türkiye’de 90’lı yıllarda gazetecilerin kaçırılıp işkencelere...

Google Haberlere Abone ol
"Basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye, Kongo ve Irak’ın da altında"

“Türkiye’de fikir ve basın özgürlüğü” başlıklı bir panelde konuşan gazeteci Bülent Mumay, Türkiye’nin fikir ve basın hürriyetinde neden gerilediğini anlattı.Türkiye’de 90’lı yıllarda gazetecilerin kaçırılıp işkencelere maruz bırakılmadığını söyleyen Mumay, ancak sosyal medyadaki baskı, ihale üzerinden patrona baskı, Başbakan’ın emrindeki medyanın saldırıları, reklam verdirmeme ve astronomik vergi cezaları ile basının sindirildiğini ifade etti.

Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) Vakfı ve Almanya’daki Türk edebiyatı ile alakalı faaliyetleri ile öne çıkan Literatürk adlı kuruluş, “Türkiye’de fikir ve basın özgürlüğü” başlıklı bir panel düzenledi. Panelde, Türkiye’nin son dönemde fikir ve basın özgürlüğü alanında kaydettiği gerilemeler tartışıldı. WDR Funkhaus Europa (Köln Radyosu) ve KRV Alman Gazeteciler Birliği (DJV NRW) ile işbirliğine gidilerek gerçekleştirilen programda konuşan gazeteci Bülent Mumay, Sınır Tanımaz Gazeteciler (RSF) adlı örgütün araştırmasına göre Türkiye’nin basın hürriyetinde dünya sıralamasında154. sıraya gerilediğini söyleyerek gelinen durumdan yakındı.

Gezi Olayları ve 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ile hükümetin medyayı kontrol etme ihtiyacı hissettiğini ifade eden Mumay, 90’lı yıllarda olduğu gibi gazetecilerin kaçırılması ve işkence görmesinin artık söz konusu olmadığını, ancak baskının şekil değiştirdiğini dile getirdi. Baskının önce sosyal medyada yumuşak bir biçimde, ardından patrona telefon ile ve nihayet Başbakan’ın emrinde olan medya grubunun toplu saldırısı şeklinde gerçekleştiğini dile getiren gazeteci, “Ardından da devlet gücü kullanılarak reklam verdirmemekten astronomik vergi cezalarına kadar yaptırımlarla sindiriyorlar” dedi.

TÜRKİYE’DE HANGİ BASINI KİMİN ALACAĞINI ERDOĞAN BELİRLİYOR

Türkiye’de esas sorunun sistemde olduğuna, fakat kimsenin sistemi değiştirmek gibi bir niyetinin olmadığına dikkat çeken Mumay, gazete patronlarının aynı zamanda işadamı olmasının ve devlet ihalelerine girmesinin dünyada da tartışıldığını anlattı. Mumay, Türkiye'deki baskı sistemini şöyle anlattı: “İşadamı büyük ihaleyi alır, bunun karşılığında ona falanca medyayı al denir. Patron ihale ile avantaj elde eder, medya ile de hükümeti savunmayı üstlenir.

” Buna örnek olarak ‘Alo Fatih’ kasetini ve Başbakan Erdoğan’ın Milliyet’in patronu Demirören’i telefonda fırçalayarak ağlatmasını ve Demirören’in ‘Bu gazeteyi senin için aldım’ ifadelerini gösteren Mumay, Türkiye’de hangi şirketin hangi basını alacağını hükümetin, başına kimin getirileceğini de Erdoğan’ın belirlediğini ileri sürdü. Mumay, Erdoğan’ın damadının başında olduğu Havuz Medyası’nın bu şekilde alındığını iddia etti.

TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE IRAK’IN DA ALTINDA

Yeni MİT yasasını da eleştiren Mumay, “Gazeteciler artık haberin kaynağını söylemek zorunda. Aksi takdirde kendisi ile birlikte patronu da hapis cezasına alacak” dedi. Yeni internet yasasının nasıl işlediğine de değinen Mumay, “M.Yılmaz’ın yazısı yayınlanır yayınlanmaz devlet müdahale etti ve yazıyı kaldırdı. O yazıyı artık internetten ve Google’dan bulmanız mümkün değil. Sanki yazılmamış gibi.” şeklinde konuştu. Bu konudaki çarpıklığı ortaya koymak için demokratik ülkelerdeki uygulamalara dikkat çeken Mumay, “Demokratik ülkelerde dava açılır ve delillerle suç işlediğiniz ortaya koyulur.

Yeni internet yasası ile size dava açılıyor ama siz yaptığınızın suç olmadığını ispat etmek zorundasınız.” dedi. 20 yıldır İstanbul’da serbest gazetecilik yapan Sabine Küper-Büsch de Türkiye’nin artık basın özgürlüğü listesinde Kongo ve Irak’ın hemen altında Afrika ülkesi Gambiya ve darbeci Mısır’ın hemen üstünde olduğuna dikkat çekti. Küper- Büsch, ayrıca son aylarda 200 civarında gazetecinin işinden olduğunu iddia etti.

CİHAN

Yorumlar