Almanya'da ırkçı terör tehdidini küçük gösteren savcıya tepki

Federal Savcılığın, Almanya’da yıllarca göçmen esnafa yönelik cinayetler işleyen NSU terör örgütünü küçük bir tehlike gibi gösteren açıklaması tepki çekti.

Google Haberlere Abone ol
Almanya'da ırkçı terör tehdidini küçük gösteren savcıya tepki

Federal Savcılığın, Almanya’da yıllarca göçmen esnafa yönelik cinayetler işleyen NSU terör örgütünü küçük bir tehlike gibi gösteren açıklaması tepki çekti. Avukat Mustafa Kaplan ve Münih Yabancılar Meclisi Başkanı Nükhet Kıvran, NSU terörünün 'İslamcı' diye yaftalanan terörle kıyaslanmasını sert bir dille eleştirdi.

Federal Savcılık Başkan Yardımcısı Rainer Griesbaum’un, Almanya’da göçmenlere yönelik cinayetler işleyen Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü hakkında yaptığı açıklama tepki çekti. NSU terör örgütünün çok küçük bir sempatizan çevresi olduğunu ileri süren Griesbaum, en büyük tehlikenin küresel olarak örgütlenmiş 'İslamcı' terör olduğunu ileri sürdü. NSU terör örgütü üyelerinin kendilerini yeterli gördüğünü ve ‘konuşmak yerine harekete geçmek’ ilkesiyle hareket ettiklerini söyleyen savcı, bununla birlikte bir şeyi görmemenin ya da fark etmemenin o şeyin olmadığı anlamına gelmediğini, geçmişin bunu gösterdiğini söyledi.

"YILLARCA 'İSLAMCI' VE SOLCU ÖRGÜTLERİ TAKİP ETMEKTEN NSU’YA SIRA GELMEDİ"

NSU davasında görevli ceza hukuku uzman avukatı Mustafa Kaplan, savcının görüşüne kesinlikle katılmadığını söyledi. Griesbaum’un düşüncesini tamamen gerçekleri görmek istemeyen bir zihniyet olarak değerlendiren Kaplan şöyle konuştu: “NSU’nun sadece üç kişiyle sınırlı olduğuna inanmak mümkün değil! Almanya’nın çeşitli şehirlerinde suçsuz insanları profesyonelce katletmek, hazırlıksız ve desteksiz gerçekleşemezdi! Zaten anayasayı korumakla görevli teşkilatlar yıllarca sadece İslamcı ve aşırı solcu örgütlerle ilgilendiği için NSU terör örgütü masum insanları öldürebildi.”

GÖÇMENLERE KURUMSAL IRKÇILIĞIN OLMADIĞI KANITLANMALI

Savcılığın NSU terör örgütü açıklamasını son dere düşündürücü olarak değerlendiren Münih Yabancılar Meclisi Başkanı Nükhet Kıvran da şu açıklamada bulundu: "Hukuk devletinde görevi vatandaşları korumak ve kollamak olan yargının en önemli ayağı olan savcılığın toplumda oluşturduğu kanı, tüm çalışmalarda NSU terör örgütünün boyutlarını küçültmeye ve hatta sanki örgütü korumaya çalıştığı şeklindedir. Savcılık açıklamasında ülkemizde ‘İslamcı terör’ü birinci tehlike ilan etmektedir. Bunu neye ve hangi bilgilere dayanarak söylemektedir?”

Sadece 1990 yılından bu yana Neonaziler tarafından şiddete uğrayan, yakılan, öldürülen yabancıların sayısına baktığımızda savcılığın ‘İslamcı terörü’ neyle kıyasladığının çok iyi görüleceğini belirten Kıvran, “Hukuk devletine olan inancımızı korumak istiyoruz. Halihazırda göçmenlerde, NSU terör örgütü üyelerinin devlet organlarının içine yerleşmiş, her fırsatta buralardan destek aldığı kanısı bu kadar gündemdeyken, savcılığın yaptığı bu açıklamayı toplumumuza nasıl izah edeceğiz? Açıklamayı esefle karşılıyoruz. Hukuk devleti, kurumsal ırkçılığa yer vermediğini ülkede yaşayan tüm göçmenlere kanıtlamak zorundadır."

Bavyera Milletvekili Arif Taşdelen ise, “Federal başsavcının NSU terör örgütünün sempatizan çevresinin küçük olduğu, en büyük tehlikenin ise İslam'ın adını kullanarak terör eylemleri yapan örgütlerden geldiği yönündeki açıklamasına kısmen de olsa şaşırmamak elde değil.” dedi. Sempatizan çevrenin gerçekten küçük olduğu takdirde bu bilginin sevindirici olacağını söyleyen politikacı, “Ama bu veri cinayet zincirinin göçmen, bilhassa Türklerde yarattığı sarsıcı etkinin azaldığı anlamına gelmez, güven ortamının yeniden inşasında devletin tüm kurumlarına görevler düşmektedir.” ifadelerini kullandı.
CİHAN

Yorumlar