Almanya’da AP sandığına ilgi arttı

Avrupa Birliği ülkeleri Avrupa Parlamentosu‘nun 751 sandalyesini doğrudan belirlemek için bugün sandığa gitti. Almanya, günün ilk yarısında bir önceki seçimlere göre daha yüksek bir katılım ortaya koyarken, birlik genelindeki katılımın...

Google Haberlere Abone ol
Almanya’da AP sandığına ilgi arttı

Avrupa Birliği ülkeleri Avrupa Parlamentosu‘nun 751 sandalyesini doğrudan belirlemek için bugün sandığa gitti. Almanya, günün ilk yarısında bir önceki seçimlere göre daha yüksek bir katılım ortaya koyarken, birlik genelindeki katılımın daha düşük olacağı tahmin ediliyor.

Hollanda’da İslam karşıtlığı ve ırkçı yaklaşımları ile tanınan Geert Wilders’in partisinin başarısızlığa uğraması sevindirirken, genel olarak aşırı sağcıların sayısının artacağı endişesi hakim. Bu seçimde Avrupalılar, Avrupa Parlamentosu başkanını doğrudan belirleyecek.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin son gününde 21 ülke daha sandık başına gitti. Almanyalı seçmenlerin yüzde 26’ya yakın bir kısmı dün saat 14.00’e kadar oyunu kullandı. Bu oran, 2009 yılında gerçekleşen seçimlere kıyasla yüzde 5,4 oranında artışa tekabül ediyor. Mektupla oy kullananlar ise bu ilk hesaplamanın içine dahil edilmedi.

2009 yılındaki seçimde Almanların AP seçimlerine katılımındaki nihai oran yüzde 43,3 olarak hesaplanmıştı. Avrupa Parlamentosu'nun 751 yeni üyesinin belirleneceği seçimlerde 400 milyon Avrupa Birliği vatandaşı oy kullanma hakkına sahip. Toplam 96 koltuğa sahip Almanya, Paralmento'da en fazla üyeye sahip ülke konumunda. Almanya’yı 74 üyeyle Fransa ve 73'er üyeyle İngiltere ile İtalya izliyor. Avrupa Parlamentosu'na en az üye gönderecek Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ise 6'şar üyeyle Malta, Estonya ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olacak.

İlk gelen bilgilere göre, seçimlere katılım oranı, 2009'daki yüzde 43 oranının da altında kaldı. Böylece, ilk AP seçimlerinin yapıldığı 1979 yılından bu yana katılım oranlarında sürekli düşüş gerçekleşmesi eğilimi bu seçimde de devam etti.

Son kamuoyu araştırmalarına göre Liberaller ile Yeşiller’in oy kaybetmesi ve aşırı sağ partilerin oylarını yükseltmesi bekleniyor. Diğer yandan son yıllarda Avrupa seçimlerine olan ilgi giderek azalıyor. Uzmanlar, seçimlere katılım oranının bu yıl olağanüstü düşük kalacağını, hatta yüzde 40’ların altına inebileceğini belirtiyor. Katılım oranının düşük olmasından en çok aşırı sağ partilerin faydalanacağı belirtiliyor.

Uzmanlar mali kriz, işsizlikte artış ve ekonomik büyümede yavaşlamanın yaşandığı son yılların, Avrupalı seçmenin AB içinde daha yakın entegrasyonla ilgili şüphelerini artırdığı yorumunu yapıyor. Bu durum seçim öncesinde sağda ve solda AB karşıtı partilerin oylarında patlama beklentisine yol açarken seçimin ilk günlerinde açılan sandıklar tahminleri boşa çıkarmıştı. Hollanda'da İslam düşmanı ve AB karşıtı aşırı sağcı politikacı Geert Wilders'in partisinin ilk üç parti arasına girememesi, AB'nin geleceği açısından umut vermişti. Seçim öncesinde yapılan anketler, AB'nin devamını savunan merkez sağ, merkez sol, Yeşiller ve liberallerden oluşan blokun arkasında yüzde 70 gibi yüksek bir desteğin bulunduğunu gösteriyor.

5 yılda bir düzenlenen seçimlerde her AB vatandaşı kendi ülkesinde veya yaşamakta olduğu başka bir AB ülkesinde oy kullanabiliyor. Ancak bu seçimlerde her ülkenin kendi ulusal yasası geçerli. Bu yüzden oy kullanma yaşı, zorunluluğu, oy barajı, hatta seçimin yapılacağı günün belirlenmesi gibi yöntem farklılıkları görülüyor. İlk Avrupa Parlamentosu seçimi 1979 yılında gerçekleşmişti. CİHAN

Yorumlar