Adli Tıp Kurumu olmayan KKTC'de 4 yıl otopsi raporu beklenebiliyor

KKTC’de yılladır adli tıp alanında sıkıntı yaşanıyor. Adli tıp kurumu olmayan Kıbrıs Türk tarafında bu kurumun eksikliği nedeniyle pek çok sorun yaşanıyor.

Google Haberlere Abone ol
Adli Tıp Kurumu olmayan KKTC'de 4 yıl otopsi raporu beklenebiliyor

KKTC’de yılladır adli tıp alanında sıkıntı yaşanıyor. Adli tıp kurumu olmayan Kıbrıs Türk tarafında bu kurumun eksikliği nedeniyle pek çok sorun yaşanıyor. 9 yıl boyunca adli tıp uzmanının olmadığı bu ülkede birkaç yıldır tek bir adli tıp uzmanı bulunuyor. Bir haftada verilmesi gereken raporlar çeşitli eksiklikler nedeniyle Türkiye’ye bulgu gönderilerek alınıyor. Son olarak 2009 yılında 2,5 yaşındaki bir çocuğun yatağında ölü bulunması nedeniyle Türkiye’den gönderilen raporun gelmesinin 4 yılı bulduğu biliniyor. Bu doğrultuda hukuk sisteminin de felç olduğu ifade ediliyor.

Adli tıp alanında sıkıntıların bitmek bilmediği KKTC’de son yıllarda tek bir adli tıpçının olması her ne kadar ülkedeki yetkili mercileri sevindirse de söz konusu bu durum beklentilere tam anlamıyla cevap veremiyor.

Uzmanlara göre; adli tıp kurumunda incelenmesi gereken adli vakıalar pek çok eksikliğin olduğu devlet hastanesinde sadece bir kişi tarafından otopsisi yapılıyor. Bazı raporlar eksiklik nedeniyle Türkiye’ye gönderiliyor. Ancak raporların geri dönüşü çok zaman alıyor. Dava sürecinde herhangi bir yerden bilgi alamayan avukatlar ve diğer yetkililer bu durum karşısında adeta isyan ediyor. Kıbrıs Türk tarafında tek olan Adli Tıp Uzmanı İdris Deniz ise adli vakıalar için 24 saati hazır bulunmak zorunda kalıyor.

“OTOPSİYİ İŞİN EHLİ OLMAYAN PATOLOGLAR YAPIYORDU”

Konu ile ilgili olarak Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) adadaki sıkıntıları paylaşan Adli Tıp Uzmanı İdris Deniz, şu anda KKTC’de bir adli tıp kurumlarının olmadığını, adli tıp kurumu ya da bir birim kuracak kadar henüz ilgili uzmanların bile bulunmadığını ifade etti. KKTC’de 2005 yılına kadar adli tıp uzmanı olmadığı için işin ehli olmadıkları halde otopsileri görevli patoloji uzmanlarının yaptığını söyleyen Deniz, 2005 yılından sonra Cerrahpaşa Fakültesi ile KKTC’li yetkililer arasında işbirliği yapıldığını otopsi yapılması durumunda uzmanların adaya gelerek otopsiler yaptıklarını kaydetti.

“BAZI NUMUNELER TÜRKİYE’YE GÖNDERİLMEK ZORUNDA KALINIYOR”

Kendisinin 2009 yılında Kıbrıs'a geldiğini dile getiren Deniz, şu anda otopsi yapmakta bir sıkıntılarının olmadığını; ancak otopsi üzerinde yapılması gereken incelemelerin eksiklikler nedeniyle yapılamadığını belirtti. Bu nedenle bazı tetkik ve numuneleri Türkiye’ye göndermek zorunda kaldıklarını kaydeden Deniz, “Bunları KKTC’de yapabiliyor olsak mağdur kişiler açısından hem sanıklar açısından en önemlisi hukukun erken zamanda sonuçlanması açısından son derece faydalı olacaktır. Adli tıp birimine kesinlikle ihtiyacımız var. Her şeyimizi otopsiden tetkiklere DNA incelemelerine kadar yapabileceğimiz bir birimin burada olması son derece önemlidir.” dedi.

“356 GÜN MÜSAİT OLMAMIZ GEREKİYOR; SİNİRLERİMİZİN BUNA KATLANMASI OLDUKÇA ZOR”

KKTC’de tek olması sebebiyle çok sıkıntılar yaşandığını aktaran adli tıp uzmanı Deniz, 356 gün 6 saatinde müsait olması gerektiğini vurguladı. Günün herhangi bir saatinde aranmasının olası olduğuna değinen Deniz ,”Dolayısıyla sonuçta bir insanın buna katlanabilmesi ve sinirlerinin buna katlanabilmesi oldukça zor. Sonuçta hepimiz bir insanız. Bir tahammül sınırımız var. “diye konuştu.

“MAHKEMEDE AVUKATLAR TARAFINDAN ÇAPRAZ SORGUYA ALINIYORUZ”

Türkiye ile KKTC arasındaki adli tıp uzmanının çalışma koşulları arasında da farklar olduğuna değinen bunun otopsiden sonra mahkeme aşaması olduğunu bildirdi. KKTC’de hala İngiliz hukuk sisteminin geçerli olduğu aktaran Deniz,“ Hukuk sisteminden kaynaklanan bilirkişilik görevi çapraz sorgu işlemi uygulanıyor. Otopsi yaptınız muayene yaptınız bununla kalmıyorsunuz. Mahkemeye çıkarak raporunuzu mahkemeye sunuyorsunuz. Ayrıca savcı tarafından hem de savunma tarafından çapraz sorguya tutuluyorsunuz. “şeklinde konuştu.

“BİR HAFTADA VERİLMESİ GEREKEN RAPORLARI 3 AYDA VEREBİLİYORUZ”

Otopsi sonrasında mahkemeye de çıkmak zorunda olduğunu ifade eden Deniz, her mahkemede bazen iki üç saat sunum yapmak ve raporunu hem sanık hem de mağdur tarafına sunmak zorunda kaldıklarını aktardı. Burada tüm tetkikleri yapabilecek laboratuvar ortamlarını olmadığını belirten Deniz, elinde olmayan sebeplerden dolayı bir haftada vermesi gereken rapor 3 ayda verdiği de olduğunu dile getirdi.

TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI BESİM: BAŞKA ADLİ TIP UZMANLARINA İHTİYAÇ VAR

Konu ile ilgili olarak açıklama yapan KKTC Tabipler Birliği Başkanı Filiz Besim de Kıbrıs Türk tarafında tıp içinde çok branş konuşulduğunu ancak genellikle adli tıpçının eksikliğini kamuoyunun bilmediğini ifade etti. Bu eksikliğin daha çok polis ve mahkemelerde hissedildiğine vurgu yapan Besim, bu alanda eksikliklerden dolayı adli tıpçı olmadan patologlar ve ya Türkiye’ye gönderilen parçalarla oradaki raporlarla idare edildiğini söyledi.

KKTC’de tek bir adli tıpçının olmasının bile büyük bir şans olduğunu belirten Besim, bu durum KKTC için tek bir adli tıpçı olması o doktor arkadaşımız için hiç kolay bir durum değildir. Yeterli de değildir. Çünkü hastalığı vardır izni vardır kendi özel durumları vardır. Mutlaka ve mutlaka 365 gün faal olması hiçbir kimse için düşünülemez. Mutlaka ikinci bir adli tıpçıya ihtiyacımız vardır. Bundan dolayı özellikle sağlık bakanlığının hekim branşları arasında bir planlama için mutlaka harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. “ifadelerini kullandı.

Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın hemen harekete geçip adli tıp uzmanlarının Kıbrıs’a gelmeleri için devreye girmesi gerektiğini dile getiren Besim, “Adli tıpçılar çok önemlidir. Mahkemelerin bilirkişileridir. Bu hukuk devleti olmanın olmazsa olmazıdır.” diyerek adli tıpın öneminin altını çizdi.

AVUKAT MAMALI: ADLİ TIPIN OLMAMASI HUKUKİ AÇIDAN BÜYÜK SIKINTI

Adli tıp kurumunun olmamasını hukuksal açıdan ele alan Avukat Barış Mamalı ise, adli tıp kurumunun olmamasını hem de bu hizmeti verecek kişilerin yetersiz olmasının adli mekanizma içerisinde çok büyük sorun yarattığını kaydetti. Bu durumun insan hakları açısından ciddi endişeler yarattığını anlatan Mamalı, bir avukat olarak kendilerinin bu noktada çok büyük noktada sıkıntılar yaşadığını belirtti.

“DELİL TOPLAYACAĞIMIZ BİR KURUM YOK”

“Bir defa biz elimize ulaşan delilleri değerlendirme ve ya bizim de adli tıp kurumu gibi bir araştırmanın yapılması noktasında bazı kurumlara başvurmak ve bir şeyler elde etme ihtiyacı duymaktayız” diyen Mamalı, ;ama maalesef gidecek hiçbir kapımız yoktur. “diye konuştu.

Sadece polis ve savcılık makamına hizmet eden devletin makamları bulunduğuna işaret eden Kıbrıslı avukat, “Dediğim gibi yasal yetersizliklerden ötürü bağımsız bu noktada adli tıp kurumları ve ya laboratuvar olmadığı için bizlerin de bu ülkede bunlardan faydalanma şansı olmamaktadır.” şeklinde konuştu.

Bu arada 2009 yılında yatağında ölü bulunan 2,5 yaşındaki Mustafa Cafoğlu’na ilişkin inceleme raporunun Türkiye’den 4 yıl sonra geldiği biliniyor. Raporda darp izine rastlandığının bildirilmesiyle KKTC Savcılığı yıllar sonra harekete geçmiş ve tam 4 yıl sonra çocuğun anne ve babası mahkemeye çıkarılmıştı.
CİHAN

Yorumlar