ABD: Yolsuzluk operasyonu ve sonrasında yaşananlar skandal
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İnsan Hakları Raporu Türkiye bölümünde 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu konusunda detaylı değerlendirmelere yer verildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İnsan Hakları Raporu Türkiye
bölümünde 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu konusunda
detaylı değerlendirmelere yer verildi. Türk yargı sisteminin
siyasallaştırıldığının ifade edildiği raporda, 17 Aralık yolsuzluk
ve rüşvet operasyonu ve sonrasında polis ve savcıların görev
yerlerinin değiştirilmesi 'skandal' olarak nitelendirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı '2013 yılı İnsan Hakları Raporu' açıklandı.
Raporun Türkiye bölümünde konuşma ve bir araya gelme özgürlüğüne
hükümet müdahalesi, hukuk uygulamaları ve adalet yönetimi
problemleri, savunmasız halkın korunmasındaki yetersizlik gibi
konular en önemli insan hakları problemleri olarak
gösteriliyor.
Raporda Türkiye’de suçların cezasız kalma probleminin hala sürdüğü
ifade ediliyor. Kanunların yargıyı yöneten ve polis operasyonlarını
yönlendiren hukuk insanları ve savcıların bağımsızlığını sağladığı
vurgulanan raporda, Türkiye’deki bazı önemli davalarda yargının
hükümete bağlı dış etkilere maruz kaldığına dair ciddi işaretler
olduğu dile getiriliyor. Kanunun, hükümetin savcılığa ait ve
yargısal uygulamalar hakkında emir ve tavsiye vermesini
yasakladığına dikkat çekilen raporda, “17 Aralık’ta yolsuzluk
operasyonu başlatan savcıların üst düzey hükümet yetkilileri ile
ailesel veya ticari bağı olan çok sayıda kişiyi gözaltına
almasından bir gün sonra hükümet, soruşturma ile ilgisi olan
savcıları ve 400 kadar polisin görev yerini değiştirdi veya
görevden aldı.” ifadesine yer verildi.
"YOLSUZLUĞA DAİR CİDDİ İDDİALARIN OLDUĞU BİR SORUŞTURMA"
Raporda 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, yolsuzluğa dair
ciddi iddiaların olduğu bir soruşturma olarak nitelendirildi. Bazı
kesimlerin hükümetin tepkisini, soruşturmayı itibarsızlaştırılma ve
bastırma amacı şeklinde değerlendirdiği belirtildi.
Raporda son günlerin tartışma konusu HSYK'daki değişikliğe de
değinildi. Hükümetin özel olarak belirlenmiş adayların HSYK’ya
seçilmesini sağlamak amacıyla hakimler ve savcılar üzerinde baskı
kurduğuna yönelik eleştiriler olduğu ifade edildi. 17 Aralık’taki
yolsuzluk olaylarının ardından, Başbakan'ın HSYK üzerinde hükümetin
daha fazla kontrolü olacağı bir reform yapmayı amaçladığının
belirtildiği raporda, “Bu, 2010 yılında yargıyı siyasetten
uzaklaştırmaya yönelik yapılan bazı reformlarda geri gitme
potansiyeli taşıyor.” ifadesi kullanıldı. 27 Aralık’ta Avrupa
Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’nin yargının
bağımsızlığına dair artan kaygıları dile getirdiği
hatırlatıldı.
Gezi Parkı olaylarına da değinilen raporda, yetkililerin
göstericileri dağıtmak için aşırı güç kullandığı, arasında
gazeteciler, öğrenciler, akademisyenler ve avukatların olduğu
binlerce insanın gözaltına alındığı ifade edildi. Gözaltına
alınanların birçoğunun terörle mücadele yasası altında ceza aldığı
vurgulandı. Ayrıca Gezi Parkı protestolarındaki aşırı güç
kullanımının 7 kişinin ölümüne ve kitlesel yaralanmalara sebebiyet
verdiği belirtildi.
CİHAN
Yorumlar