"Boşluğu Sen Doldur, Organ Bağışla Hayat Ver" sempozyumu

- Ankara Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Rüçhan: - "Kendi öz kaynaklarımızla organ bağışı işini çözmemiz gerekiyor. Karaciğer ve böbrek naklinde çok ilerideyiz ama kalp naklinde çok gerideyiz. Türkiye'ye yakışmayan bir durum aslında. Organ bağışı konusunda, Cumhurbaşkanımızın destek vermesini istiyoruz. Bu destek, bağışın artmasını çok etkiler" - "Bir donör 8 hayat kurtarabiliyor. 8 hayat demek aileleriyle birlikte 50, 60 kişi demek. Dolayısıyla çok değerli ve dinen de en sevap olan işi Türkiye'de biz istediğimiz düzeyde gerçekleştiremiyoruz" - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Balcı: - "Organ bağışı yeterli duruma geldiğinde, canlı vericiden nakillerin azalıp, kadavradan olan nakillerin sayısı artacaktır. Gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaşan organ bağışı oranlarıyla karaciğer hastalarına kadavradan nakil yaparak da hizmet edebiliriz"

Google Haberlere Abone ol
"Boşluğu Sen Doldur, Organ Bağışla Hayat Ver" sempozyumu

ANKARA (AA) - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı ve Organ ve Doku Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, organ bağışı konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Kendi öz kaynaklarımızla organ bağışı işini çözmemiz gerekiyor. Karaciğer ve böbrek naklinde çok ilerideyiz ama kalp naklinde çok gerideyiz. Türkiye'ye yakışmayan bir durum aslında. Organ bağışı konusunda Cumhurbaşkanımızın destek vermesini istiyoruz. Bu destek, bağışın artmasını çok etkiler." diye konuştu.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Abdülkadir Noyan Salonu'nda, "Organ Bağışı Haftası" dolayısıyla Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Tıp Fakültesi Dekanlığı, Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliği ve Başhemşireliği ve Organ Nakli Merkezi işbirliği ile "Boşluğu Sen Doldur, Organ Bağışla Hayat Ver" sempozyumu düzenlendi.

Prof. Dr. Akar, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Balcı, Ankara Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Sayın, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Acar Tüzüner ve Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci, organ bağışı konusunda bilgi verdi.

Prof.Dr. Akar, "Boşluğu Sen Doldur, Organ Bağışla Hayat Ver" sloganının geçen sene iletişim fakültesi öğrencileri tarafından konulduğunu ve benimsendiğini, bu seneki organ bağışı sloganında da aynı ismi tercih ettiklerini dile getirdi. Türkiye'de kadaverik (kadavradan alınan organ) organ bağışını artırmak istediklerini dile getiren Akar, Ankara Üniversitesinin Sağlık Bakanlığı ile pek çok projeyle organ bağışını artırmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'i geçen sene düzenlenen Organ Bağışı Projesi toplantısına davet ettiklerini hatırlatan Akar, "Ankara'da Türkiye'deki tüm din adamlarını topladık. Toplantıda Diyanet İşleri Başkanından organ bağışının dini açıdan doğru olduğunu anlatmasını rica ettik. Fakat gördük ki bu süre zarfında kadaverik organ bağışında hiçbir ilerleme sağlayamamışız. Türkiye canlı organ nakillerinde ilk 5'te hatta dünya birincisi olduğu seneler var." diye konuştu.

- "Dinen de en sevap olan iş"

Akar, vatandaşların karaciğer ve böbrek bağışlamada sıkıntı yaşamadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eşimize, sevdiklerimize, sevgilimize karaciğer ve böbrek verirken sıkıntı yaşamıyoruz ama maalesef beyin ölümü ya da dolaşım ölümü dediğimiz de bu kavramın toplumda çok iyi bilinmemesinden dolayı bu organlar bağışlanmak yerine toprağa gidiyorlar. Toprağa gitmesinden dolayı da pek çok nakil bekleyen hasta, bekleme listesinde kaybediliyor. Bir donör 8 hayat kurtarabiliyor. 8 hayat demek aileleriyle birlikte 50, 60 kişi demek. Direk 50, 60 kişinin hayatını etkiliyor. Dolayısıyla çok değerli ve dinen de en sevap olan işi Türkiye'de biz istediğimiz düzeyde gerçekleştiremiyoruz. 'Türkiye pek çok şeyi başarmış bir ülke bunu niye başaramasın?' diyoruz."

Akar, "Kendi öz kaynaklarımızla organ bağışı işini çözmemiz gerekiyor. Karaciğer ve böbrek naklinde çok ilerideyiz ama kalp naklinde çok gerideyiz. Türkiye'ye yakışmayan bir durum aslında. Organ bağışı konusuna Cumhurbaşkanımızın destek vermesini istiyoruz. Bu destek, bağışın artmasını çok etkiler." dedi.

- "Organ bağışı yeterli duruma geldiğinde, canlı vericiden nakiller azalır"

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Balcı da Ankara Üniversitesinde yapılan canlı verici karaciğer nakillerinin umut verici olduğunu belirtti, canlı vericiden naklin organ bağışı yetersizliğinde başvurulan bir yöntem olduğunu söyledi.

"Organ bağışı yeterli duruma geldiğinde canlı vericiden nakillerin azalıp, kadavradan nakillerin sayısı artacaktır. Gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaşan organ bağışı oranlarıyla karaciğer hastalarına kadavradan nakil yaparak da hizmet edebiliriz." diye konuşan Balcı, Türkiye'de organ bağışının yetersiz olduğunu ve farkındalık artmadığı sürece nakil bekleyen hastaların kaybedilmeye devam edileceğini kaydetti.

- Yeğeni dayısına karaciğerini verdi

Sempozyuma, Ankara Üniversitesinde nakil olan bazı hastalar ve vericileri de izleyici olarak da katıldı.

Karaciğer nakli olan 51 yaşındaki Kadir Dursun, hastalığının ardından uzun süre tedavi olduğunu ancak nakle ihtiyaç duyulmasının ardından uygun kadavra bulamadıkları için yeğeninin verici olduğunu anlattı.

Yaklaşık 10 ay önce nakil yapıldığını ve sağlığına kavuştuğunu dile getiren Dursun, ailece organ bağışçısı olduklarını söyledi.

Yorumlar