2. Uluslararası Kıraat Sempozyumu

- Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2) - "Esasında İslamofobi dedikleri şey, İslam düşmanlığının ta kendisidir. İslamofobi'yi besleyen şey; cehalettir, terördür, dini doğru anlamamak, doğru anlatmamak konusunda yaptığımız yanlışlıklardır ve İslam bilginlerinin, alimlerinin vazifelerini layıkıyla yapamamalarıdır" - "İslam dünyasında fitnenin karşısında duracak olanlar kimdir? İslam alimleridir. Kur'an'ın doğru anlatımını ancak İslam alimleri yapabilir. Eğer Müslümanlar bir gün, bazı kitapları Kur'an'ın önüne, bazı insanları da Kur'an'ın önüne koymaya kalkarlarsa işte o zaman Kur'an'a ve Allah'ın resulüne de en büyük kötülüğü yapmış olurlar, en büyük ihaneti yapmış olurlar"

Google Haberlere Abone ol
2. Uluslararası Kıraat Sempozyumu

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İslamofobi'yi "İslam düşmanlığının ta kendisi" şeklinde tanımlayarak, "İslamofobi'yi besleyen şey; cehalettir, terördür, dini doğru anlamamak, doğru anlatmamak konusunda yaptığımız yanlışlıklardır ve İslam bilginlerinin, alimlerinin vazifelerini layıkıyla yapamamalarıdır." dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ali Emiri Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2. Uluslararası Kıraat Sempozyumu'na katılan Bozdağ, programı düzenleyenlere teşekkür ederek, Kur'an kıraatı konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın öncü olması diledi ve sempozyumun bundan sonraki senelerde de sürmesini temenni etti.

Bozdağ, kıraat konusunda birçok uzmanın katılımıyla 3 günlük çalışma gerçekleştirileceğini belirterek, sempozyumun, İslam dünyasında kıraat alanındaki birikimi bir araya getirmek, ortak zemin ve ufuklar oluşturmak, farklılıkların anlam dünyasını zenginleştirmek, bunu fırsata dönüştürmek için imkan olduğuna inandığını dile getirdi.

Farklı ülkelerden davetlilerin de programa katıldığını kaydeden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Sizin gibi seçkin bir heyetin huzurunda Kur'an ve İslam hakkında konuşmak elbette zordur. Kur'an-ı Kerim hepimizin inandığı, Allah'ın peygamberine vahiy yoluyla ulaştırdığı onun da insanlığa ilettiği, kendisinden şüphe bulunmayan, kitab-ı kerimdir, kitab-ı kadimdir. Bizlere doğru yolu gösteren bir ilahi kaynaktır, insanlara, dünyanın ve ahiretin mutluluğunu, yöntemlerini gösteren bir hayat nizamıdır. Allah'ın resulü ise Kur'an-ı Kerim'in yaşayan tefsiridir. Bizim hepimizin üzerinde durması gereken konu Kur'an-ı Kerim'i doğru okumak, doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru yaşamaktır. Kıraat, Kur'an-ı Kerim'in her harfini doğru telaffuz etmeyi, doğru okumayı, Peygamber efendimiz ve ashabının okuduğu gibi okumayı kıyamete kadar sağlayacak ilmin adıdır."

- "Fitnenin karşısında duracak olanlar İslam alimleridir"

Kur'an-ı Kerim'i doğru anlamanın her Müslüman'ın görevi olduğunu belirten Bozdağ, Kur'an'ı doğru anlama konusunda ayetler bulunduğunu ve kendilerinin görevinin de doğru anlamak olduğunu anlattı.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, İslam dünyasında Kur'an'ı doğru anlama konusunda kargaşaların olduğunu, bunların da fitneye sebebiyet verdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İslam dünyasında fitnenin karşısında duracak olanlar kimdir? İslam alimleridir. Kur'an'ın doğru anlatımını ancak İslam alimleri yapabilir. Eğer Müslümanlar bir gün, bazı kitapları Kur'an'ın önüne, bazı insanları da Kur'an'ın önüne koymaya kalkarlarsa işte o zaman Kur'an'a ve Allah'ın resulüne de en büyük kötülüğü yapmış olurlar, en büyük ihaneti yapmış olurlar. Hiçbir kitap, hiçbir görüş, Kur'an'ın ve Allah resulünün önüne geçmemelidir, geçirilmemelidir. Bütün ilim insanları, bütün farklı görüşler, farklı kitaplar, mezhepler, tarikatlar, meşrepler, yollar, yöntemler bizim için Allah'ın kelamını doğru anlamak ve doğru yaşamak konusunda birer rehberdir. Ama rehberlikten öte anlamlar yüklediğimiz zaman işte o zaman kaybeden biz oluruz. Maalesef zaman zaman böylesi sapkınlıklara da rastlıyoruz. İnsanları kutsamak, doğru şeyler değildir. Allah'ın yarattığı insanların içerisinde Allah'ın resulünden daha şerefli, daha izzetli, daha üstün, daha güzel, daha ahlaklı ikinci bir insan var mıdır? Yoktur, olamaz da zaten."

Allah'ın, Hz. Muhammed'e itaati Kur'an-ı Kerim'de kendisine itaat olarak ele aldığını kaydeden Bozdağ, "Ona öyle güzellikler, öyle lütuflar vermiş ki, onu geçmiş ve gelecek bütün insanlardan, yaratılmışlardan ayırıyor ve Rabbim onun makamını ve şanını yükseltiyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kur'an ile Allah'ın resulünün arasını ayırmak isteyen bedbahtlar var"

Hz. Muhammed'i anlama noktasında herkesin bir çaba içerisinde olması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, Hz. Muhammed'in hadisleri ve yaşantısının Kur'an ile beraber ele alınması gerektiğini belirtti.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:

"Maalesef son zamanlarda hadisler üzerinden tartışmalar yapmak suretiyle Kur'an ile Allah'ın resulünün arasını ayırmak isteyen bedbahtlar ve buna çalışan çevreler var. Asırlardır bunu yapmak istiyorlar esasında, birçok Batılı bilim insanı bunun tohumlarını saçtılar, başka yerlerde de bu tohumlar meyve vermeye başladı. Kur'an-ı Kerim'in mealini okuduğumda, peygambere itaatin Allah'a itaat olduğunu, onun ne verirse almak, ne vermezse ondan kaçınmak gerektiğini söyleyen ayetleri görünce, 'Bu tartışmaları yapanlar, bu ayetleri hiç mi okumuyor?' diye merak ediyorum. Allah'ı sevmenin yolu, peygamberi sevmekten, Allah'ın de bizi sevmesinin yolu oradan geçiyor. Ama kendini ilim adamı olarak kabul eden çevrelerin bazıları, hadislerin içerisinde zayıf hadis, uydurma hadis vesaire tartışmaları İslam tarihinin kadim tartışmaları. Bugün değil yüzyıllardır var. Bu tartışmalardan hareketle o sahte, o şöyle, bu böyle derken adeta İslam'ı buduyorlar orasından, burasından. Hadisi bir tarafa koyduğunuz zaman Kur'an-ı Kerim'i tahrif etmek kolaylaşacaktır. Hadisler üzerinde tartışmalar yaratanları ve bu tartışmaları Müslümanların ortak sorunu haline getirenleri ben iyi niyetli olarak görmüyorum. Bunlar bazı güçler tarafından da finanse edilen çevreler. Kur'an ile Allah'ın resulünün arasına mesafe koymak isteyenlere izin vermemek lazım, kim vermeyecek? İslam alimleri vermeyecek."

- "İslamofobi dedikleri şey, İslam düşmanlığının ta kendisidir"

Konuşmasında İslamofobi'ye de değinen Bozdağ, şunları aktardı:

"Esasında İslamofobi dedikleri şey, İslam düşmanlığının ta kendisidir. İslamofobi'yi besleyen şey; cehalettir, terördür, dini doğru anlamamak, doğru anlatmamak konusunda yaptığımız yanlışlıklardır ve İslam bilginlerinin, alimlerinin vazifelerini layıkıyla yapamamalarıdır. DEAŞ diye bir terör örgütü var, El Kaide diye bir terör örgütü var, FETÖ diye bir terör örgütü var, Boko Haram diye bir terör örgütü var, Eş-Şebab diye bir terör örgütü var, Nusra diye bir terör örgütü var, önüne gelenleri doğruyorlar. Öldürüyorlar, öldürürken cihat yaptıklarını zannediyorlar. Fotoğrafa bakın, bu fotoğraf kimi memnun eden bir fotoğraf? İnsanları, İslam'dan, Kur'an'dan, peygamberden soğutmak için bütün şeytanlar bir araya gelmiş olsa ancak böylesi terör örgütleri gibi örgütler ihdas ederler."

(Sürecek)

Yorumlar