Gentiloni: Suriye ve Rusya'ya gerekli mesaj verilmeli

İtalya Dışişleri Bakanı Gentiloni, Rusya ve Suriye yönetimine Halep için gerekli mesajın verilmesi gerektiğini söyledi

Google Haberlere Abone ol
Gentiloni: Suriye ve Rusya'ya gerekli mesaj verilmeli
İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni, “Rusya ve Esed rejimine böyle devam edilemeyeceği mesajını vermemiz lazım. Halep’in doğusunda son 15 günde olanlarla devam etme imkanı yok. 300 bin kişinin yaşadığı bir kent tahrip edilerek bir yere varılamaz.” dedi.

Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Gentiloni, bakanlıkta baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Gentiloni, bu ziyaretinin İtalyaiçin Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye’ye verdikleri destek mesajlarını tekrar iletmek için bir fırsat olduğunu, yarın da bu çerçevede TBMM’yi ziyaret edeceğini ifade etti. 
Avrupa ülkelerinden Türkiye’yi ziyarete gelen bazı meslektaşlarını dinleme fırsatı bulduğunu söyleyen Gentiloni, onlardan Türkiye’nin yaşadığı bu ağır tehdidin düzeyini Türkiye’yi ziyaret ettikten sonra daha iyi anladıklarını öğrendiğini söyledi. Türkiye’ye desteklerinin tam olduğunun altını çizen Gentiloni, Türkiye’nin kurumlarının normal işleyişine dönmesini temenni ettiklerini söyledi. Bunun aynı zamanda bir güven mesajı olduğuna dikkati çeken Gentiloni, “Bu güven mesajı sadece kamuoyuna değil, aynı zamanda iş dünyasına, Avrupa ve İtalya’daki işadamlarına da yöneliktir.” diye konuştu.

Gentiloni, İtalya’nın Türkiye ile son derece eski ve önemli ekonomik ilişkileri olduğunu, bu yüzden Türkiye’nin kurumlarının dört dörtlük işleyişinin kendileri açısından mutluluk verici olduğunu belirtti.
Türkiye’nin AB içinde ikinci, genel olarak da dördüncü ticaret ortakları olduğunu hatırlatan Gentiloni, bin 300 İtalyan sermayeli şirketin Türkiye’de faal olduğunu, on binlerce kişiye de iş imkanı sağladığını söyledi. Gentiloni “Sadece büyük şirketler değil, birçok İtalyan KOBİ’si de Türkiye’ye yatırım yapma kararı vermişlerdir.” şeklinde konuştu.

Suriyeli göçmenlere yönelik 18 Mart anlaşması konusunda da İtalya, AB ve Türkiye arasında birçok kesişme alanları olduğunu ifade eden Gentiloni, “Bazı kişiler bu anlaşmanın sadece Ege ve Balkan rotası ile ilişkili olduğunu söylüyor, fakat aslında bu anlaşma tüm Akdeniz ile ilişkili bir konudur.” ifadelerini kullandı. Söz konusu anlaşma sayesinde Lübnan’da, Ürdün’de ve Türkiye’de Suriyeli bütün göçmenlerin durumlarının daha iyi hale gelmesinin ve kurumların daha iyi işlemesinin sağlanacağını söyleyen Gentiloni, kendilerinin vazifesinin bunu daha işler hale getirmek olduğunu belirtti.

"KIBRIS KONUSUNDA GAYRET GÖSTERİLMELİ"

Gentiloni, “Kıbrıs krizinde olumlu gelişmeleri ben de gözlemliyorum, mutlaka olumlu gelişmeler olacaktır. Fakat Türkiye’nin, Yunanistan’ın, AB’nin ve uluslararası toplumun gayret göstermesi lazım.” ifadelerini kullandı. 

AB ile Türkiye arasında yeni fasılların açılmasının adalet ve sivil haklar konularını daha iyi konuşma fırsatı yaratacağını dile getiren Gentiloni, “Mutlaka vizelerin kaldırılması konusu da müzakerelere girmeli.” şeklinde konuştu.

Türkiye ve İtalya’nın NATO’nun Afganistan’daki misyonunda birlikte bulunduğunu hatırlatan Gentiloni, DAEŞ’e karşı da birlikte mücadele ettiklerini ve ayrıca ülkesinin Irak’ta Musul barajının tamiri konusunda da çaba gösterdiğinin altını çizdi.

Suriye'deki krize de değinen konuk bakan bu konuda ortak mesaj vermeleri gerektiğini ifade etti. Gentiloni, “Rusya ve Esed rejimine böyle devam edilemeyeceği mesajını vermemiz lazım. Halep’in doğusunda son 15 günde olanlarla devam etme imkanı yok. 300 bin kişinin yaşadığı bir kent tahrip edilerek bir yere varılamaz.” ifadelerini kullandı. Bunun uluslararası toplumun sorumluluğu olduğunun altını çizen Gentiloni, Birleşmiş Milletler’den de öneriler alarak bu trajedinin sona erdirilmesinin gerektiğini belirtti.

"BİR ORTA YOL HER ZAMAN VAR"

Gentiloni, vize serbestliği sorunu çözülemeyip göçmenlerle ilgili anlaşmanın iptal edilmesi ihtimalinden endişe duyup duymadığının sorulması üzerine, bir orta yolun her zaman olduğunu, diplomasinin uzmanlık alanının çözüm bulmak olduğunu belirtti.

Kendilerinin, Geri Kabul, 18 Mart uzlaşısı ve vize serbestisini muhafaza etme taraftarı olduğunu söyleyen Gentiloni, “Vizelerin kalkması konusunda zorlukları biliyoruz. Türkiye’nin terörle mücadelesinin zorlukları var. Bu konuda bir esneklik bulmak gerek.” dedi. Gentiloni, Türkiye-Brüksel arasındaki müzakerelerde mutlaka ortak bir zemin bulunacağını söyledi.

Göçmenler konusunda rakamların net konuştuğunu söyleyen Gentiloni, geçen yıl Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi'nde her gün binlerce kişi seyahat halindeyken, rakamların bugün onlarla ifade edildiğini kaydetti.

’TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİ KADINLARIN, ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI VAR’

Çavuşoğlu ise, İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ile düzenledikleri ortak basın toplantısında Avrupa Birliği ile imzalanan üç anlaşmaya değindi. "Geri kabul anlaşması, vize serbestisi ve 18 Mart’ta da Göçmen Anlaşması yani kaçak göçün engellenmesiyle ilgili anlaşma. Bu üç anlaşmanın birbirine bağlı olduğu konusunda da teyitleştik" diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Üçünün de uygulanması gerekiyor. Elbette uygulanması için gerekli şartların da yerine getirilmesi lazım. Bugüne kadar geri kabul, göçmen anlaşması ve Yunan Adaları’ndan göndermek istediklerinin Türkiye’ye getirilmesi, birebir formülünün işlemesi bakımından hiçbir sıkıntı yok, her şey iyi işliyor, iki taraf da anlaşmaya sadık. Ama Avrupa Birliği’nin yine 3 milyar avro, artı 3 milyar avro vaadi vardı. Bu 3 milyar avronun Türkiye’ye gelip, Suriyeli göçmenlere aktarılması konusunda maalesef bürokratik engeller var, çok yavaş işliyor. Para ayrılıyor, para Brüksel’de bekliyor. Şu ana kadar 2 milyar avro civarında bir para bulunmuş ve ayrılmış, ama paranın orada beklemesinin bir anlamı yok. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin kadınların, çocukların ihtiyaçları var. Bunların hayat standardını bizim yükseltmemiz lazım. Niye Türkiye şimdi 10 bin konut yapmak istiyor. Çünkü kamplarımız dünyadaki en iyi şartlar, en iyi kamplar olmasına rağmen, biz bunların da insan olduğunu unutmuyoruz. Yine çalışma izni veriyoruz, diğer haklarını veriyoruz, sağlık vesaire. Ama halen 800 binden fazla eğitim çağında olan Suriyeli kardeşlerimizin 300 bini okula gidebiliyor. Geri kalan 500 bin ne olacak?"

’BU İNSANLAR İKİ SENE PROJE BEKLEMEZ’

"Avrupa Birliği’nde maalesef çok ciddi prosedürler var. Bir projenin hazırlanması Avrupa Birliği prosedürleri kuralları çerçevesinde 2 sene sürüyor. Mültecilerle ilgili karşı karşıya olduğumuz durum, sıradan bir durum değil" diyen Mevlut Çavuşoğlu, "Ekstra bir durum var ve buna göre kendimizi adapte etmemiz lazım. Prosedürleri buna göre hızlandırmamız lazım. 2 sene proje hazırlamak için beklemek zorunda değiliz ve bu insanlar beklemez. Bizim Avrupa Birliği’ne sürekli hatırlattığımız şey; burada yaşayan insanları mutlu etmek için gerekli adımları birlikte atalım, prosedürü hızlandıralım" diye konuştu.

’YETER Kİ SÖZLERİMİZE SADIK KALALIM’

Vize serbestisi ve geri kabul anlaşmasının uygulanmasıyla ilgili son gelinen nokta konusunda Paolo’ya bilgi verdiğini belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Esasen Çin’de Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Renzi’nin de olduğu toplantıda Holland ve Merkel’e de bu konuda bilgi verdik. Ayrıca Tusk ve Junker ile de bu konuyu konuştuk. New York’ta Timmermans’la  görüştük. Somut bir yol haritası konusunda anlaşmamız lazım. Anlaşmaların hepsini de uygulamamız lazım. Şimdi Avrupa Birliği’nden biz cevap bekliyoruz. Timmermans’ın bize geri dönmesini bekliyoruz. Bu konuda iyimserim, karamsar değilim. Yeterki Paolo’nun da söylediği gibi prensiplerimize, anlaşmalarımıza, sözlerimize sadık kalalım, imzaladığımız anlaşmaları uygulayalım. İç siyasete kurban etmeyelim. Avrupa’daki artan Türk karşıtlığı, İslam karşıtlığı, ırkçılık, göçmen düşmanlığı gibi akımlara bu süreci kurban etmeyelim. Bu konuda da İtalya’nın tutumu her zaman pozitif olmuştur. Esasen bizi herkesten iyi anlayan da İtalya’dır. İtalya da ciddi göç akımlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Akdeniz’in güneyinden ve diğer bölgelerden gelen bu sorunu aşmak için Avrupa Birliği içinde de ciddi çaba sarf etmiştir. O nedenle İtalya’ya da teşekkür ediyoruz."

 

Yorumlar