Türkiye'nin 'ötekileştirme' fotoğrafı çekildi

Türkiye'de ötekileştirmenin ne durumda olduğunu araştıran çalışmanın sonuçları ortaya çıktı. Buna göre, gençlerde kendi kimlik ve aidiyetlerine olan inanç arttıkça, karşı kimliklere olan düşmanlık daha da artıyor.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'nin 'ötekileştirme' fotoğrafı çekildi

Bilgi Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, "biz" denildiğinde gençlerin yüzde 94'ü "ailelerini", yüzde 76'sı "Türkleri", yüzde 57'si "hemşerilerini", yüzde 69'u "insanları", yüzde 52'si "Atatürkçüler/Kemalistleri", yüzde 49'u "laik ve modern insanları", yüzde 45'i ise "dindarları" kastediyor. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 90'ı ise, "kızlarının diğer gruptan birisiyle evlenmesini" kabul etmeyeceğini söyledi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi, "Biz'liğin Aynasından Yansıyanlar - Türkiye Gençliğinde Kimlikler ve Ötekileştirme" başlıklı etkinliğe ev sahipliği yaptı. BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü ve disiplinler arası bir ekip tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, gençlerin yüzde 90'ı "kızlarının diğer gruptan birisiyle evlenmesini" kabul etmeyeceğini söylerken, yüzde 84'ü çocuklarının çocuklarıyla arkadaşlık etmesini istemeyeceğini söyledi.

Dünyada ve Türkiye'de sayısız olaya tanıklık eden 2,5 yıllık araştırma sürecinin ardından ortaya çıkan bu çalışmadaki amaç, ötekileştirmenin nasıl gerçekleştiği, hangi belirleyiciler etrafında geliştiği ve hangi biçimlerde kurgulandığını ortaya koymak; ötekileştirme mekanizmasının nasıl işlediğini anlamaya yönelik.

Araştırmaya katılan gençlere bir dizi kimlik sayılıp bu kimliklerden ne sıklıkla "biz" diye bahsettikleri sorulduğunda birinci sırayı aileleri (yüzde 94), ikinci sırayı Türkler (yüzde 76) aldı. Hemşehriler yüzde 57 oranında belirtilmişken, diğer oranlara sahip kimlikler eğitimli insanlar (yüzde 69), Atatürkçüler/Kemalistler (yüzde 52), laikler ve modern insanlar (yüzde 49) olarak sıralandı. Dindarlar (yüzde 45) ve muhafazakârlar (yüzde 36) oranlarına sahip.

Gençlerin kendi gruplarına en uzak hissettikleri grupla ne kadar "temas" içerisinde olduklarını anlamak için bir dizi soru soruldu. Gençlerin yüzde 22'si mahallede bu grubun mensuplarıyla karşılaştığını söylerken, okulda karşılaşanların oranı yüzde 19 oldu.

Yüzde 11'lik bir kesim, diğer grup mensuplarıyla çarşıda/pazarda karşılaşıp sohbet ettiğini belirtirken, yakın arkadaş olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 11'de kaldı. Bu gruptan birisine misafirliğe gidenlerin oranıysa yüzde 10. Araştırma ekibi bu durumu gençlerin diğer grup mensuplarıyla "temas" oranlarının çok da yüksek olmadığı şeklinde yorumladı.

Toplumdaki sosyal gruplar arasındaki farkları anlamaya yönelik olarak gençlerin diğer grup üyeleriyle "sosyal mesafeleri" ölçülmeye çalışıldı.

Gençlerin yüzde 90'ı "kızlarının diğer gruptan birisiyle evlenmesini" kabul etmeyeceğini söylerken, çocuklarının çocuklarıyla arkadaşlık etmesini istemeyenlerin oranı yüzde 84. Yine yüzde 84'lük bir kesim diğer grup üyeleriyle iş yapmayacağını belirtti.

Komşu olarak istemeyenlerin oranı, o gruptan birini işe almayı düşünmeyenlerin oranıyla benzer şekilde yüzde 80. Bu rakamlar da bize gençler arasında "sosyal mesafe"nin yüksek olduğunu gösteriyor.

Araştırma Sonuçlarına Göre Çok Değişkenli Analizler:

- Gençlerin kendi gruplarının üstünlüğüne duydukları inanç arttıkça, diğer gruplara karşı ötekileştirme algıları yükseliyor.
- Tiyatro ve benzeri etkinliklerde bulunan gençler, diğer gençlere kıyasla daha az ötekileştirme algılarına sahipler.
- Siyasal katılımın oy verme, siyasi partilere üyelik gibi geleneksel yöntemleri ötekileştirme tutumlarını arttırıyor.
- Gençlerin sahip oldukları kimlikle daha fazla özdeşleşmeleri, daha fazla ötekileştirme tutumları göstermelerine yol açıyor.
- Diğeriyle kurulan temas, ötekileştirme tutumlarını azaltıyor.

Yorumlar