Trump'ın kabinesinde kim kimdir?

SETA'nın analizine göre kabine üyelerinin çoğu, ABD ordusu, NATO, Rusya ve İslam gibi başlıklarda benzer fikirleri paylaşmaktadırlar. Ancak içlerinden bazılarının kampanya söylemine doğrudan ters düşen fikirleri benimsedikleri de görülmektedir. Trump yönetimi, büyük bir ihtimalle uluslararası ilişkilere yeni bir yaklaşım getirmeye odaklanacak, müttefiklere karşı daha katı bir tutum benimseyip Rusya gibi rakiplere el uzatacak ve Çin ile İran'a yönelik sert bir tutum alacaktır.

Google Haberlere Abone ol
Trump'ın kabinesinde kim kimdir?

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından, ABD başkanlığına seçilen Donald Trump'ın kabinesi ve ulusal güvenlik konularını değerlendirildiği raporda, Trump'ın kuracağı yeni kabinde yer alacak isimlerin çoğunun, "ABD ordusu, NATO, Rusya ve İslam" gibi başlıklarda benzer fikirleri paylaştıklarını ancak bazılarının da kampanya söylemine doğrudan ters düşen yaklaşımları benimsedikleri belirtildi.

SETA, Washington Ofisi Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, "Trump'ın Kabinesi ve Ulusal Güvenlik" başlıklı rapor hazırladı.

Trump yönetiminin farklı kişilik, eğitim ve meslek gruplarından isimlerle oluşturacağı kabinenin Beyaz Saray politikalarına muhtemel yansımalarının değerlendirildiği raporda, aynı zamanda Trump'ın aday gösterdiği kişilerin, ABD Başkanı olarak izleyeceği politikalara dair ip uçları verdiğine işaret edildi.

Raporda, siyasi bir geçmişi olmayan Trump'ın zaman zaman tartışmalı ve şaşırtıcı bir aday olsa da kampanyasında bazı değişmez ana çizgilere yer verdiği vurgulanarak, "Trump yönetimi, büyük ihtimalle uluslararası ilişkilere yeni bir yaklaşım getirmeye odaklanacak, müttefiklere karşı daha katı bir tutum benimseyip Rusya gibi rakiplere el uzatacak ve Çin ile İran'a yönelik sert bir tutum alacaktır." ifadesi kullanıldı.

Raporda, kabine adayları arasında Cumhuriyetçi isimler, muhafazakar düşünürler ve çok az hükümet tecrübesi bulunan özel sektör yöneticilerinin de bulunduğuna dikkat çekilerek, "Kabine üyelerinin çoğu, ABD ordusu, NATO, Rusya ve İslam gibi başlıklarda benzer fikirleri paylaşmaktadırlar. Ancak içlerinden bazılarının kampanya söylemine doğrudan ters düşen fikirleri benimsedikleri de görülmektedir." denildi.

ABD dış politikasını hangi fikirlerin yönlendireceğinin henüz netleşmediği belirtilen raporda, Trump kabinesinin ABD siyasetindeki statükoyu radikal bir biçimde değiştirme yollarını aradığının altı çizildi.

Başkan Yardımcısı Pence

Başkan Yardımcısı seçilen Mike Pence'in hem ulusal hem de eyalet yönetimi düzeyinde ciddi tecrübesinin bulunduğunun anımsatıldığı çalışmada, Pence'in Trump ile dış politika meselelerinde bazı görüş ayrılıklarının varlığına dikkat çekildi.

Raporda, Pence'in seçimin ardından Türkiye ile ilişkilerin düzeltilerek eski haline getirilmesi gerektiği yönündeki açıklaması hatırlatılarak, Pence'in Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimini "Barack Obama yönetiminin Ortadoğu coğrafyasında artan kaosu durdurmadaki başarısızlığının işaretlerinden biri" olarak nitelediğine işaret edildi.

Özel Kalem Müdürü Priebus

Trump'ın müstakbel özel kalem müdürü Reince Priebus'un tecrübeli bir Cumhuriyetçi politikacı olduğu vurgulanan raporda, Priebus'un seçim kampanyasının zor zamanlarında bile Trump'ın arkasında durduğu kaydedildi.

Raporda, diğer danışmanların başkana erişimini kontrol edebilen özel kalem müdürlüğü pozisyonunun, geçmiş dönemde başkan ile ilişkileri gözetildiğinde hem iç hem de dış politikada en önemli danışman olabileceği anlatıldı.

Baş Stratejist Bannon

Trump'ın müstakbel baş stratejisti Steve Bannon'un Paul Ryan, Mitch McConnell ve John McCain gibi Cumhuriyetçi liderleri sertçe eleştirmesiyle tanınan tartışmalı bir isim olduğuna dikkat çekilen raporda, Bannon'un Beyaz Saray'a atanmasının ırkçılık ve önyargıları meşrulaştıracağı şeklindeki söylemlere yer verildi.

Raporda, özel kalem müdürü pozisyonuna gelecek Priebus ile Bannon'un birçok konuda fikir ayrılıkları bulunduğu aktarılarak, "Bannon'un baş stratejist olarak atanması, Trump ekibi içerisinde çeşitli konular üzerine önemli fikir ayrılıklarının baş gösterebileceğini işaret etmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn

Raporda, Trump yönetiminin Ulusal Güvenlik Danışmanı olacağını duyurduğu Korgeneral Michael Flynn'in yıllarca demokrat bir isim olarak devlet hizmetinde yer aldığı hatırlatıldı.

Trump'ın başkan yardımcısı aradığı süreçte adı başkan yardımcısı adayları arasında da geçen Flynn'in, Trump'ın dış politika yaklaşımlarını şekillendirmede oynadığı role dikkati çeken raporda, "Bunlar arasında en önemlisi de, Trump'a DEAŞ karşıtı kampanya, ABD'nin İran politikası ve ABD ordusunun durumu gibi önemli meseleler hakkında danışmanlık vermede oynadığı roldür. Ayrıca Trump'a ilk gizli istihbarat brifinginde eşlik etmiş ve Trump'ı üçüncü başkanlık münazarasına hazırlayan ekibe katılmıştır." diye kaydedildi.

Raporda, Flynn'in ordudaki tecrübesinin yanı sıra, Trump'ın danışmanları arasında doğrudan yürütme organı tecrübesi bulunan birkaç isimden biri olması nedeniyle de kabine için uygun bir isim olarak düşünüldüğü ifade edildi.

Muhafazakar siyasi grup ACT for America'nın 15 Temmuz'da Cleveland'da düzenlediği bir konferansta konuşan Flynn'in Türkiye'de devam eden darbe girişimini alkışladığı hatırlatılan raporda, Flynn'in tutumunun o günden sonra değiştiği bildirildi.

Raporda, Flynn'in The Hill gazetesine seçim gününde yazdığı makalede, ABD'nin Türkiye'ye olan desteğini sürdürmesi gerektiği yönündeki ifadelerine vurgu yapıldı.

Dışişleri Bakanı Tillerson

Trump'ın Senato onayına gönderilmek üzere ExxonMobil şirketinin başkanı ve CEO'su Rex Tillerson'ı dışişleri bakanlığı koltuğuna seçtiği hatırlatılan raporda, Tillerson'ın düşünülen adaylar arasına geç eklenmiş isim olduğu ve en tartışmalı adaylardan biri olduğu belirtildi.

Tillerson'ın 90'lı yıların sonlarına doğru Exxon için Rusya'da çalışmalar yaptığı bilgisinin yer aldığı raporda, Tillerson'ın 2013'te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Rusya ile yaptığı işler sebebiyle Rus "Dostluk Madalyası" ile ödüllendirildiği de hatırlatıldı.

Raporda, Tillerson'la ilgili olarak şu ifadelere yer verildi:

"Onaylandığı takdirde, Tillerson'ın bu koltuğa atanması dışişleri bakanlığının diğer ülkelerle, bilhassa gergin ilişkiler olan ülkelerle etkileşiminin değişmesine sebep olabilir. Bu değişiklikler, örneğin ABD'nin diğer ülkelerin eylemlerini tasvip etmediğini göstermek için kullandığı araçların dayanak noktası olan yaptırımlar için geçerli olabilir."

Tillerson'ın şimdiye kadar yaptığı yorumların birçoğunun enerji ve petrol odaklı olduğuna, henüz kapsamlı bir dış politika görüşü ifade etmediğine dikkat çekilen raporda, önceden yorumladığı meselelerden bazılarında ise zaman zaman Trump ile fikir ayrılığına düştüğü vurgulandı.

Savunma Bakanı Mattis

Raporda, Trump'ın savunma bakanı olarak aday gösterdiği emekli deniz piyade generali James N. Mattis'in başta deniz piyade teşkilatı olmak üzere ordu üyeleri arasında saygın bir yeri olduğu aktarıldı.

Kabinedeki bazı adaylar gibi İran konusunda katı bir tutum benimseyen ve terörle mücadele konusunda Obama yönetimini eleştiren Mattis'in Rusya ve işkence gibi konularda Trump'tan farklı düşündüğü vurgulanan raporda, "Gelecek başkanın tehditkar İran retoriği düşünüldüğünde, Mattis'in yeni görevinde ABD politikalarına nasıl yön vereceği merakla beklenmektedir." denildi.

Raporda, Obama yönetiminin DEAŞ karşısında izlediği stratejiyi eleştiren Mattis'in, Trump'tan farklı olarak, ABD'nin çatışmalarda kara birlikleri mevzilendirmeye daha istekli olması gerektiği görüşünü savunduğu bildirildi.

CIA Direktörü Pompeo

Raporda, CIA Direktörü olarak atanacağı açıklanan Mike Pompeo'nun da diğer danışmanlar gibi Obama yönetimini "radikal İslamcı terör" ile mücadeleye olan yaklaşımından dolayı eleştirdiği belirtildi.

Pompeo'nun bu göreve seçilmesinin 11 Eylül dönemi politikalarına dönüşün ve "İslamcı teröristlere topyekün savaş" ilan edilmesinin işareti olduğu yorumlarına da yer veren raporda, şunlar kaydedildi:

"Pompeo, CIA direktörü olarak göreve başladığında, bazı sorgu yöntemlerinin uygulanması da dahil olmak üzere eleştirdiği Obama politikalarından birçoğunu bertaraf edecek bir konuma gelecektir. ABD hükümetine istihbarat sağlayan başlıca teşkilatlardan birinin direktörü olarak, Pompeo, İran ve Terörle Savaş gibi çeşitli dış politika meseleleriyle alakalı istihbarat değerlendirmeleri sağlayabilecektir."

Yorumlar