Erdoğan: Kimse şu dövizi biriktirmesin

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben milletime çağrıyı tekrar ediyorum. 'Kimse yastığının altında şu dövizi biriktirmesin. Bunları TL'ye dönüştürsün.' diyorum." dedi

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan: Kimse şu dövizi biriktirmesin

Sonhaberler | Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin "Şimdi burada da tabii Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışmanın içinde ve bir samimiyet ortaya koyuyor ama Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan, hala bunlar farklı beklentiler içerisindeler. Mesela garantiler, güvenlik... Biz bunları kendilerine açık ve net söyledik. Bir defa garantiler noktasında, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğü asla beklemeyin. Biz ilanihaye oradayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Ali Camisi'nde kıldığı cuma namazı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kıbrıs müzakerelerine ilişkin soru üzerine Erdoğan, garantör ülkelerin maalesef temsil noktasında istikrarlı bir durumda olmadıklarını kaydetti.

İngiltere, Türkiye, Yunanistan olmak üzere üç garantör ülke bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi: "Tabii bu tür temsillerde malum İngiltere zaten sadece Başbakanla - Kraliçe bu tür müzakerelere filan katılmıyor, sürekli orada Başbakan katılır - Fakat bizim bundan önceki İsviçre Burgenstock'taki müzakerelerde de o zaman Başbakanlığım dönemiydi, malum Yunanistan'ın Başbakan'ı müzakereye katılmış fakat diplomatlar orada 4 gün 4 gece, yoğun bir çalışma yapmışlardı. O yoğun çalışmadan sonra da bizler o zamanki BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın nezaretinde bir araya gelmiş ve benim Davos'ta verdiğim sözü biz orada Yunanistan tarafı kaçmasına rağmen, biz Sayın Annan'a 'Davos'ta size söz verdik, kaçan taraf biz olmayacağız, göreceksiniz kaçan taraf yine Rumlar olacak.' demiştik, işte şimdi yine kaçıyorlar. Sayın Annan o zaman çok dik durdu ve 'Ben burada geri adım atamam, söz verdim, dolayısıyla burada bunu imzalayacağız.' dedi ve orada kalktık imzalar atıldı. Tabii imzalar atıldı da fakat burada farklı bir süreç daha başladı. Neydi? Referandum süreci."

Referandum sürecinde plana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin "evet", ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin "hayır" dediğini anlatan Erdoğan, bu sürecin ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin AB'ye alınmadığını, Güney Kıbrıs'ın alındığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: "Böyle bir samimiyet dışı uygulama var. Şimdi burada da tabii Kuzey Kıbrıs yoğun bir çalışmanın içinde ve bir samimiyet ortaya koyuyor ama Güney Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan, hala bunlar farklı beklentiler içerisindeler. Mesela garantiler, güvenlik... Biz bunları kendilerine açık ve net söyledik. Bir defa garantiler noktasında, güvenlik noktasında Türkiye'nin olmadığı bir garantörlüğü asla beklemeyin. Biz ilanihaye oradayız. İki, güvenlikte de biz daha önce de belirlendiği gibi Güney Kıbrıs'la, Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi burada eşit oranda, eşit derken daha önce onlar 950 orada asker bulunduracak, biz 650 bulunduracaktık. Aynen bu devam eder. Oradan tamamen Türk askerinin çekilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Biz bunu daha önce de zaten bu şekilde konuşmuştuk. 'Eğer böyle bir şey düşünülüyorsa o zaman her iki tarafın da askerlerini tamamıyla buralardan çekmesi gerekir' dedik. Bunun yanında bir başka olay daha var. Onu da çok açık net söyledik."

"Şimdi yeni bir müzakere sürecidir"

Açık Maraş, kapalı Maraş, Erenköy ve Erenköy-Güzelyurt arasındaki durumu da değerlendiren Erdoğan, şunları dile getirdi: "Bu konuda da ben kendilerine çok açık net söyledim. Sayın Akıncı da zaten bunu söylediler. Eğer, Maraş'ı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız, bizim size bir teklifimiz var. Nedir? Erenköy, Erenköy'le Güzelyurt arası birleştirilmek suretiyle burası Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi'ne bırakılır. Aynı şekilde açık Maraş, kapalı Maraş, o bölge de tamamıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne bırakılır. Ama bunun dışında 'Yok Karpaz'ın belli bir bölümü bize bırakılsın, şurada şöyle bir yer var, orası bize bırakılsın, böyle bir şey söz konusu olamaz.' dedik. Bunu da zaten temsilci arkadaşlarımız orada açık ve net söylediler. Sahil şeridinde şu kadar olsun, bu kadar olsun... Bunların hepsi bitmiş şeyler. 'Annan'da şöyleydi, burada böyleydi.' Annan Planı'nın artık geçerliliği yok. Şimdi yeni bir müzakere sürecidir. Bire dört, yani bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi başkanlık yapacak, 4 dönem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi başkanlık yapacak, böyle bir şey de olamaz. Bunu daha önce de konuşmuştuk; 1'e 2. Bir dönem Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi liderliği alacak, iki dönem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yönetimi alacak. Adil olan budur. Yani biz orada adil, kapsayıcı bir barış istiyorsak ölçüsü budur. 'Bunun dışında bizden kimse bir şey beklemesin.' dedik, bunu yetkililerine söyledik. Biz orada adil ve kapsayıcı bir barış istiyorsak ölçüsü budur. Bunun dışında bizden kimse bir şey beklemesin. Bunu yetkililerine söyledik. Bunu BM'deki dostlarımıza, Sayın Ban Ki-mun'a da söylemiştim. Diğer devreye giren bazı ülkeler oldu. Onlara da söylemiştik. Şu anda da zaten Dışişleri Bakanımız, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanımız hepsi de bunları söyledi. Bu konuda temennim odur ki bir anlaşma temin edilir. Adımları da atılır."

Döviz kurundaki hareket

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin döviz kurlarındaki yükselişle ilgili soruya şu karşılığı verdi: Bizimki med cezir hareketi gibi oldu. Bir konuşma yapıyorsunuz. Bakıyorsunuz ki bir konuşmada hemen iniveriyor. Sonra tekrar çıkıveriyor. Bu hafta ekonomideki, gerek hükümetteki arkadaşlarımız gerekse de benim Cumhurbaşkanlığındaki danışmanlarım tekrar bir değerlendirme yapacağız. Burada ürkecek herhangi bir şey söz konusu değil. Ben milletime çağrıyı tekrar ediyorum. 'Kimse yastığının altında şu dövizi biriktirmesin. Bunları TL'ye dönüştürsün.' diyorum. Eğer bunlar TL'ye dönüşürse inanıyorum ki piyasalar çok daha rahatlayacaktır. Mesela piyasada TL'ye yüklendiler, bir stabil hale geldi. Bunu tekrar yaparsak çok daha stabil olacak. Maliye Bakanlığımızın başlattığı bir kampanya var. Bu kampanyada da bayağı ciddi bir geri dönüşüm oldu. Şu anda da beklentiler bu noktada gayet yüksek. Bundan sonra da bunun geri dönüşünü bekliyorum. Daha ileri gidiyorum. O da şu, yerli parayla ithalat ve ihracatın yapılması konusunda şu anda anlaşmaya vardığımız ülkeler var. O başladığı zaman döviz kurunun baskısı yerli para üzerinde ciddi manada azalacaktır diye inanıyorum."

Yorumlar