Son 10 yılda daha da arttı

Op. Dr. Yavuz Sultan Selim Cerrah, alerjik rinit hastalığı hakkında bilgi verdi. Genetik geçişli alerjik hastalıkların en sık görüleninin alerjik rinit olduğunu ve bu durumun pek çok gelişmiş ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 20'sinde bulunduğunu söyleyen Op. Dr. Cerrah, "Bu hastalık son 10 yılda artış göstermiştir. Alerjik rinit sıklığı Kuzey Avrupa ülkelerinde yüzde 7, Güney Amerika'da yüzde 9-11, Avustralya'da yüzde 27.6 olarak bulunmuştur. Alerjik rinit, ABD'de kronik hastalıklar sıralamasında 6'ncı sırada yer almaktadır" dedi.
Alerjik rinitin ortalama başlangıç yaşının 10 olduğun vurgulayan Op. Dr. Cerrah, "Bu hastalık vakaların yüzde 80'inde 20 yaşından önce başlar. Çocukluk çağında erkekler kızlardan daha çok etkilenir. Erişkinlerde sıklık her 2 cinste de aynıdır. Hastalık ortaya çıktıktan sonra genellikle yıllarca devam eder. Alerjik rinit burun mukozasının (burun iç yüzünü örten zarın) enfeksiyona bağlı olmayan iltihabı olarak tanımlanır. Burunda kaşıntı, hapşırık, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ile karakterizedir. Baş ağrısı, koku alma bozukluğu ve konjuktivit gibi bulgular da eşlik edebilir" diye konuştu.
Alerjik rinitin yaşam kalitesini önemli oranda etkilediğini vurgulayan Op. Dr. Cerrah, şöyle devam etti:
"Alerjik rinitin hayatı tehdit eden bir hastalık olmadığını bilmek gerek. Ancak insanların yaşam kalitesini önemli oranda etkileyen bir hastalıktır. Alerjik rinit erişkinlerde işgünü, çocuklarda okul günü kaybı ile olduğu kadar, tedavisi için harcanan paranın oldukça yüksek olması nedeniyle de ekonomik açıdan da zarar vermektedir. Bu nedenle Alerjik rinit tanı ve tedavisi oldukça önemlidir. Alerjik rinit tanısında alerjik deri testleri de çok önemlidir. Günümüzde en çok kullanılan ve en pratik tanı yöntemi cilt testleridir. Alerjik deri testleri güvenilir sonuçlar verir ve kısa sürede tanı konmasına olanak sağlar. Alerji aşısı, alerji semptomlarını kontrol altına almada çok etkili olabilir."