Çocuğunuzu ne kadar tanıyorsunuz?

Her çocuk sahip olduğu potansiyele ve çevreden gördüğü ilgiye göre yetişir.

Google Haberlere Abone ol
Çocuğunuzu ne kadar tanıyorsunuz?
Her çocuk sahip olduğu potansiyele göre çevreden farklı şekilde etkilenmektedir. Mesela; içe dönük ya da dışa dönük, atılgan ya da çekingen, hassas ya da duyarsız olmak gibi özellikler doğuştan getirilen özelliklerdir.

Çocuğunuza karşı aşırı bir düşkünlüğünüz mü var?
Çok anlayışlı davranmaya ve çocuğunuzun her isteğini yerine getirmeye mi çalışıyorsunuz?
Baskıcı ve otoriter bir eğitim anlayışına mı sahipsiniz?
Yoksa nasıl bir ebeveyn olduğunuzu bilememenin çaresizliği içinde misiniz?

Anne babalar genellikle çocuklarının istedikleri gibi biri olmayacağı kaygısı yaşarlar. Bu nedenle onları belli bir kalıba sokmaya çalışırlar. Hâlbuki çocuklar farklı potansiyellerle dünyaya gelirler. Ebeveynler, onların bu özelliklerini bilmeden, iyi niyetle çırpınır dururlar.

Çocukların yetişmesinde içinde yaşadığı çevrenin ve kültürün etkisi büyüktür. Ancak her çocuk sahip olduğu potansiyele göre çevreden farklı şekilde etkilenmektedir. Mesela; içe dönük ya da dışa dönük, atılgan ya da çekingen, hassas ya da duyarsız olmak gibi özellikler doğuştan getirilen özelliklerdir.

Duygusal potansiyeli güçlü olanlar

* Sevmek ve sevilmek isteyen “Yardımseverler”
* Başarı ve imaj odaklı “Girişkenler”
* Güzele yoğunlaşan ve hüznü seven “Romantikler”

Zihinsel potansiyeli güçlü olanlar

* Bilgiye ve öğrenmeye yoğunlaşan “Meraklılar”
* Güven arayışında olan “Sorgulayıcılar”
* Yenilik ve eğlence peşinde koşan “Maceraperestler”

Fiziksel potansiyeli güçlü olanlar

* Enerji dolu ve hükmetmek isteyen “Atılganlar”
* Çatışmadan kaçarak huzur arayan “Barışçılar”
* Kusursuzluk arayışındaki “Mükemmeliyetçiler”

Yetişkinler genellikle bu kişilik özelliklerinden biriyle dünyaya bakar ve diğerlerini anlamakta zorluk çekerler. Oysa çocuklar hangi potansiyelle doğmuş olurlarsa olsunlar, sürekli bir değişim ve arayış içindedirler.

Ebeveynler, çocuklarının yetenek ve ilgi alanlarını kendi bakış açılarıyla sınırlamak yerine, onları anlayarak, onaylayarak ve takdir ederek gelişimlerine olumlu katkı sunmaya çalışmalıdırlar.
Unutmayın! Çocuklarımız bize verilmiş özel emanetlerdir.

Yorumlar